Dünya Malı..!
Günümüz dünyasında insanın değer ölçütü çoğu zaman sahip olduklarıyla anılır oldu. Ne kadar malın varsa, o kadar konuşuluyorsun. Oysa insanlık tarihi boyunca mal, mülk gelip geçici olmuş; asıl olan hep insanın kendisi, ahlakı, erdemi ve bıraktığı iz olmuştur.
Peki dünya malına hiç mi değer vermeyelim? Elbette verelim. Çünkü hayatı sürdürebilmek, sorumluluklarımızı yerine getirebilmek ve sevdiklerimize daha iyi bir yaşam sunabilmek için bir miktar maddi varlığa ihtiyaç duyarız. Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, dünya malını araç olarak mı görüyoruz, yoksa amaç haline mi getiriyoruz?
Ne yazık ki modern toplumlarda dünya malı artık bir güç göstergesi haline geldi. İnsanlar, kazandıklarıyla övünürken, paylaşmayı ve kanaati unutur oldu. Hâlbuki mal, paylaşıldıkça bereketlenir; insan, verdikçe zenginleşir. Bunun en güzel örneğini kadim kültürümüzde bulabiliriz: Osmanlı döneminde yapılan hayır eserleri, vakıflar ve aşevleri, malın nasıl doğru bir şekilde kullanılması gerektiğini bize gösterir.
Dünya malına değer verelim ama onun esiri olmayalım. Çünkü hiçbir servet, insana huzur ve mutluluk garantisi vermez. O yüzden sahip olduklarımızın kıymetini bilelim, ama sahip olmadıklarımız için de kendimizi eksik saymayalım. Zenginlik sadece banka hesabında değil, gönülde, davranışta ve insanlıkta aranmalıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.