GÜMÜŞ SAPLI HANÇER
Konjonktürel koşullarını her kesime yansıttığı zamanlarıdır feodal düzenin...Bu düzende soygunlar, talanlar, çalıp çırpmalar artık bir gelenek haline gelmişti... Feleğin; çarkını ağalardan, beylerden, zalimlerden yana ; yoksulların, rençber lerin, azapların, marabaların da aleyhine dönderdiği karagünlerdi o günler.
İşte bu adil olmayan, bir o kadar da karışık olan düzen içinde boy gösterip, filizlendi Cembeli ile Menekşe'nin hikayesi...Tıpkı bir Romeo ve Juliet veya ne bileyim, bir Leyla ile Mecnun ; yahut bir Memu Zin gibi...Bu ve buna benzer nice hikaye veyahut destanlar, kimi zaman yaşlılar, kimi zamanda dengbejler, tarafından köy odalarında saz veya sözle sunulur, herkes ilgiyle dinlerdi...
Derviş ağa; karşısında süklüm püklüm duran, saçı sakalı birbirine karışmış; üstü başı kir pas içindeki adamı küçümser bir tavırla süzdükten sonra sordu:
- Nerelisin?
- Hakkariliyim. Adım Cembeli.
- Demek sürülerıme çobanlık yapmak istiyorsun. Peki bunca sürüyü otlatmak güç gelmez mi sana?
- Yok beyim, daha öncedende yaptım.
- İyi o halde, yarından itibaren başla!
Cembeli; duvarda asılı Kavala bakıp,
-ağam, çoban kavalsız olmaz. Bu kavalı bana verebilir misin?
Ağa; duvarda asılı kavalı alıp, alaycı bir ifadeyle,
-al senin olsun. Dedi.
Cembeli; bir hazine bulmuşçasına sevinip, ağanın uzattığı kavalı beline soktu. Ağa :
- Bundan böyle ahırda yatıp, kalkacaksın. Yerin orası haydi göreyim seni..!
Peki, Cembeli'yi; Derviş ağanın konağına getiren sebep neydi; bunun cevabını isterseniz yıllar öncesine, hikâyenin başlangıç noktası olan Viranşehire dönünce verelim.
Urfa, Viranşehirde yaşayan Farız adında bir bey vardı. Bu bey ; güzelliği dillere destan Menekşe adında bir kız ile yedi de oğul babasıydı.
Tabi bu arada Farız'in; Derviş adındaki zalim yeğenini de unutmamak gerekir. Bu Derviş ağa hem çok zengin,hem uçsuz bucaksız arazilere sahipti. Kötülükte kimsenin eline su dökemediği bu despot bey, ne var ki, amcasının kızı Menekşe'ye sırıl sıklam aşıktı...
Menekşeyi istemek için birgün Farız begin evine haber gönderir. Ancak Menekşe'nin rızası olmadığından, Farız beg gözü gibi sakındığı kızını vermek istemez Oğulları da bu evliliğe karşı çıkar. Derviş yeminler eder. Menekşe'yi kimseye yar etmeyeceğini, rızasıyla vermezlerse kaçıracağını söyleyip durur...Derveş’in tehditlerinden endişe duyan Farız beg, çaresiz kalır. Yeğeniyle baş edemeyeceğini bilen Farız beg çadırını toplar ve ailesiyle birlikte Hakkariye oradan, Hakkâri’nin yüksek yaylalarına göçer. Orada hayvancılık yaparak yaşamını sürdürür.
Burada güvende olacağını düşünen Farız Beg, o yörede Hakkarili mirle de iyi ilişkiler kurar, onunla dost olur... Bir bahar günü Menekşe bir çeşme başında tesadüfen Cembeli'ye rastlar. Cembeli; Hakkari Miri’nin oğludur. Babası tarafından ilerde yerine geçmesi için yetiştirilmiş genç bir beydir. Menekşe'nin güzelliği karşısında dili tutulur adeta... Menekşe de ona kayıtsız kalmaz. Çembeli, Menekşe'ye kavalını; Menekşe de ona işlemeli mendilini hediye eder; ve iki genç oradan ayrılır...
Mir; Menekşe'yi oğluna istemesi için Farız begin evine misafir olur. Menekşe'nin bu evliliğe rızası olduğunu anlayan Farız beg, kızını Cembeli’ye verir. Kabzası işlemeli gümüş hançerini de hediye olarak Cembeli’ye gönderir.
Düğün hazırlıkları yapılmaya dursun; Derviş te boş durmayıp Menekşe'nin nerede olduğunu sorar, soruşturur...
Sonunda onların Hakkari'de olduğunu öğrenip, adamlarıyla bir gece baskın vererek, tüm aileyi öldürür. Menekşe'yi de alıp Viranşehire getirir, onunla zorla evlenir.
Bunu duyan Çembelli yemez içmez Menekşe'yi arar durur...O yörede bir bilge vardı. Çembelli'ye kızın Viranşehir'de olduğunu söyler. Cembeli Viranşehir'e gider, Derviş ağanın evini bulup, huzuruna çıkarak çobanlık yapmak istediğini söyler.
Ne kadar da Menekşe'yi görmek istese, buna muvaffak olamaz...
Günler sonra, Menekşe ; köyün kadınlarıyla süt sağmaya gittiklerinde; Cembeli'yi bir ağacın altında kaval çalarken görür ve kavalını dinlemeye koyulur...
Kavalın sesi tanıdık gelsede, o perişan haliyle Cembeliyi tanıyamaz. Cembeli, Menekşe'yi görünce sevinçten ne yapacağını bilemeyip, ona sarılır. Menekşe, onun belindeki hançerini aniden çekip, Cemberlinin göksüne saplar. Cembeli yere yere düşer ve oracıkta ölür. Menekşe, elindeki hançerin kabzasından, öldürdüğü adamın yıllarca hasretini çektiği Cembeli olduğunu öğrenip, üzüntüsünden deliye döner. Elindeki hançeri göksüne saplayıp, oda can verir. Artık iki aşığın buluşup, kavuşması öbür dünyaya kalmıştır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.