15.01.2025 15:13:00

37

Fahri SAĞLIK

 

Günümüzde Genç Olmak..!

Gençler, umudumuz, gücümüz ve geleceğimizdir. Onlar, bizim varlığımızın manevi sermayesi, varlığımızı geleceğe taşıyacak insanlardır. Bir milletin yücelmesinde en önemli faktör gençliktir. Gençlik, toplumun da en önemli yapı taşıdır. Toplum hayatının büyük bir kısmını teşkil eden gençliğin donanımı, eğitim ve öğretimi, toplumun huzuru için büyük önem arz etmektedir. Evrensel değerlere vakıf, hoşgörülü, çevresine saygılı, milletine ve değerlerine sadık, gelenek ve göreneklerine bağlı, çalışkan bir gençliğe sahip bir ülkenin geleceği aydınlıktır.

Gençlik 15-24 yaşları arasında biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir gelişim sürecidir. Bebeklik ve çocukluk döneminin devamı olan gençlik aynı zamanda bu dönemlerde gelişen yapının olgunlaşma sürecidir.

Gençlik dönemi kimi zaman sakin, kimi zaman dalgalı bir dönemdir. Önemli olan bu dönemde onarılması çok zor hasarlar almamaktır. Tabi ki bunun için biz yetişkinlere çok iş düşmektedir. Yetişkinlerin “Bizim zamanımızda…” diye başlayan cümlelerle gençleri baskı altında tutmaya çalışmaları, gençlerin sorunlarının çözümüne katkı sağlamamaktadır. Gençlik döneminde çevre kavramı ayrı bir önem kazanmaktadır. Aile ve okul çevresi, arkadaş çevresi, yaşanılan mahalle, köy, şehir ayrı ayrı öneme haizdirler.

Günümüzde ki sosyokültürel, sosyoekonomik, değişimler gençlerin gelişimi ve kimlik oluşturmalarında hayati öneme sahiptirler. Genç artık anne-baba etkisinden çıkıp arkadaş, öğretmen, film, roman kahramanları, sosyal medya gibi nesnelerin etkisine girmeye başlar.

Sadece gençlerin değil yediden yetmişe herkesin ama özellikle gençlerin problem kaynaklarının başında yer alan sosyal medyaya ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Adına modern, çağdaş denilen hayat insanlığa özellikle gençlere onları meşgul edecek çok fazla seçenek sunmaktadır. Sosyal medya, geniş bir dünya resminin sınırsız zenginliğini, baş döndüren bir özgürlük ilkesiyle servis ederken insanlar bu rüzgâra kapılıp gitmektedir. Sosyal medya aracılığı ile yayılan bilgi kirliliği kültürel yozlaşmanın yanında inanç krizlerine de yol açmaktadır. Bizlere düşen gençlerimizle birlikte bütün vatandaşlarımıza sağlam bir iman, doğru bir din bilgisi kazandırarak onları bu kültür emperyalizminden korumaktır.                                                                         

Bu dönemde aileler çocukları kendilerinden uzaklaştığı için kaygı duymaya başlarlar. Bu nedenle de bazı aileler durumu normal değerlendirmek ve gencin kendi gelişimini tamamlaması için ona destek olmak yerine bu endişelerinden dolayı daha kontrolcü, katı, baskıcı ve cezalandırıcı davranabilmektedirler. Bu tip davranışlar gençlerde öfke, başkaldırı, içe dönme ve güvensizlik gibi sorunlara yol açabilir.

Tabi ki ailelerin bu kaygılı tutumlarına günümüz toplumsal çalkantıları da neden olmaktadır. Özellikle 1990'lardan sonra hızla gelişen teknoloji sayesinde olumlu veya olumsuz bilgiye ve görsel materyallere ulaşmak çok kolaylaşmıştır. Geçler sosyal kabul görebilmek, bir topluluğa ait olabilmek için moda ve gençlik akımlarına kendilerini kaptırabilmektedirler. Bir vatandaşımızın üniversiteye başlayan kızının kendisine “bu şarkıları öğrenmeliyim, yoksa mekânlarda salak gibi etrafa bakıyorum” dediğini bana söylediğini hatırlıyorum. Kabul görmenin, onaylanmanın çok önemli olduğu bu yaş döneminde bizler yani anne babalar nelere dikkat etmeliyiz?

Öncelikli olarak gençlerin birey olma çabalarını ve yöntemlerini izlemek önemlidir. Yanlış olduğunu düşündüğümüz yerlerde onunla bir birey gibi, nasihat vermeden fikrimizi paylaşmak önemlidir. Unutmayalım ki bu dönemde çocuklarımızın omuzlarında inanılmaz bir yük vardır. 

Bu süreç günümüz gençliğinde gelecek kaygısının da yoğun yaşandığı bir dönemdir. Medyanın özendirici etkisi ile kısa yoldan para kazanma, popüler olma, sosyal kabul gören aykırı tutumlar vs de görülebilir. Bu tip davranışlar gelecek ile ilgili daha iyi bir yer edinme, para kazanma, kabul görme konusunda akıl çeldirici olabilir.

Gençlik dönemi anlayacağımız gibi normal bir süreç fakat iyi idare edilmesi ve iyi şekillendirilmesi gereken erişkinlik öncesi bir dönemdir. Bu dönemde sadece anne-babalara değil, aslında hepimize iş düşmektedir. Onların bu dönemden olgunlaşmış, hayata hazır çıkmaları için aile, okul, sosyal çevre, medya ve mevcut yönetim sistemi olarak birlikte el ele çalışmalıyız. Çünkü gelecek olan bu gençleri anlamak ve sorunları konusunda destek olmak, çözümlerde yardımcı olmak daha güçlü bir toplum olmamızı sağlayacaktır. Unutmayalım ki bugünün gençleri geleceğin anne babaları, öğretmenleri, yöneticileri, hukukçuları, sanatçıları, mühendisleri… Olacaklardır. Eğitim sorunları, işsizlik, toplumsal kaygılar, ekonomik sıkıntılar ve bu gençlere yüklenen beklentiler sadece onların tek başına aşması gereken sorunlar değildir.

İçeriden ve dışarıdan emperyalist kuşatma ve kışkırtmalara karşı koymamız gereken günler yaşıyoruz. Bu dönemde birlik ve bütünlüğümüzü millet olma şuuruyla korumak, daha güçlü kılmak gerekmektedir. Onun için, millî, manevî, ahlaki sorumluluklarının bilincinde, bilgisi, çalışkanlığıyla örnek, geçmişi çok iyi bilen, tarihten dersler çıkarabilen, ülkemiz üzerinde oynanan oyunların farkında olan ferasetli, buna uygun tavır alabilen basiretli bir gençliğe ihtiyacımız vardır. Bu gençliği yetiştirmemiz dileği ile.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.