25.01.2020 14:11:31

Mahmut Ağar

Haşlanmış Kurbağa!!!

Türkiye’de son çeyrek yüzyılda  insanlara çaktırmadan yavaşça uygulanan değişiklikler; sıfır  tepkisiz kalan toplumun durumu hakkında  sıcak su içerisindeki kurbağanın haşlanışına benziyor .Milenyum çağında toplum yaşamını etkileyen kültürel, teknolojik ,teolojik, siyasi yaklaşımlar insanın simyasını  yavaşça değiştirdiği halde  çoğu kimse  bunu fark etmeden benimsemek zorunda kalıyor.. İster istemez kişisel ve toplumsal olarak yaşamlarımızdaki değişiklikleri olduğu gibi kabullenmiş oluyoruz..Bu durum da   hayatımızdaki ani değişimlerin farkında olmadan ya da ciddi ve ani bir tehdit ortaya çıkmadan harekete geçme alışkanlığını da yok ediyor. Dayatılan her istendik durum toplumu yerinden kımıldamaz hale getirtip aksine rehavete kaptırararak gevşetir. Bu rahat ortamın bize doğru yansıttığı güven aldatmacasının içinde insanlar tembelleşir ve geleceği düşünemez, kendini koruma içgüdüsünden uzaklaştırır, İşte bu durum da gerek kişisel alanda ve gerek toplumsal arenada “suyumuz yavaş yavaş ısınmakta devam ediyorsa” tehlikeleri algılayamaz bir uyuşukluğa dönüştürür. Sonuç olarak kendimizi, ailemizi ve ülkemizi savunamaz hale geliriz. Sonra da bizi bekleyen tehlikenin içinde boğulup gideriz.

Son zamanlarda bizlerde ısınan suyun bolluk ve zenginlik hissiyle ihtiyacımızdan fazlasını almaya ve tüketmeye başladık. Boş zamanlarımızda, kendimizi geliştirmek için bilim ve kültür ağırlıklı uğraşlar yapmak, kitap, gazete vs. okumak yerine, zamanımızı büyük alışveriş merkezlerinde geçirir olduk. Çarşıda, Markette AVM’de bir alışveriş çılgınlığı aldı başını gidiyor. Bizlere sunulan hayali cennetler, hayali uçaklar, hayali arabalar milli ve refah Türkiye aldatmacasıyla insanlara hayal satılıyor, hayal yiyor , hayal içiyor ,hayal uçuyoruz…Bu hayal ortamını bizler düşlerken tencere içerisinde yavaş yavaş ısınan suyun içindeki kurbağa misali oldukça rahat bir gevşeklikle mutluluktan adeta uçuyoruz.Nasıl ki bir  kurbağayı kaynar suyun içine bırakırsanız hemen tepki vererek kendini dışarı atar. Ancak, aynı kurbağayı soğuk veya ılık suyun içine koyarsanız ve korkutmazsanız öylece kımıldamadan duracaktır. Suyu alttan yavaş yavaş ısıtırsanız sıcaklık yükselirken kurbağa hiçbir şey yapmaz tersine keyif de alır. Yükselen sıcaklıkta kurbağa sarhoşluk hazzıyla kendinden geçerek dışarı çıkamayacak hale gelecektir. Kaçmak için hiçbir engel kalmadığı halde dışarı kaçamaz ve haşlanıp pişer. Çünkü kurbağanın sinir sistemi yavaş  değişimlere değil ani değişikliklere göre programlanmıştır. Bu deneyde kurbağaların çok büyük bir kısmı içinde bulundukları “değişim”i fark edemediklerinden rehavete kapılıp gevşedikleri için haşlanarak canlarını vermiş olurlar.

Günümüz Türkiye’sinde çılgın bir tüketim toplumu oluştu. Maalesef üretmeden sürekli tüketiyoruz. Çiftçi ve sanayici üretimden çekiliyor. İthalata dayalı tüketim artıyor. İthal ettikçe yabancılara daha bağımlı hale geliyoruz, iç ve dış borçlanmamız artıyor, borçlandıkça cari açığımız ve işsizlik oranı yükseliyor. Ilık sudaki kurbağa mutluluğu bir süre sonra kaynar suya döndüğünde yedi nesil borç batağında haşlanarak kurtuluş umudumuzu kaybedeceğiz ama kimse farkında değil! Çevre katliamları, yolsuzluk, rüşvet, hayat pahalılığı, enflasyon, develüasyon, işsizlik, eğitimsizlik, din simsarlığı, vergiler, göçler, ülke sevdası, savaş, toplumsal değerlerden uzaklaşma ,düşman unsur faaliyetleri ,boşanmalar, intiharlar ,tacizler, pedefoli , cinayetler ,hırsızlık ,talan ,demokrafik yapı , sindirme projeleri ,doğa katliamı her şey ortada ve yavaş yavaş insanlar suyu ısınan tencere içindeki kurbağa gibi olan biten her şeye tepkisiz bir şekilde adeta sonunu bekliyor. Bu duruma ne muhalefet, ne sivil toplum kuruluşları, ne insan hakları, ne yargı, ne güvenlik, ne gençlik, ne halk, ne işçi, ne memur ne anneler müdahale ediyor aksine o su içerine kendisini de koyarak haşlanmayı sürdürüyorlar.

Uyarım odur ki  arada bir termometrelerinize bakıp, suyumuz ne kadar ısınmış kontrol etmemiz  gerekiyor!! Kötüye giden şeyler karşısında hiç değilse titreyip kendine gelerek haşlanmadan tencereden sıçrayıp bu tehlikeden kurtulmamız gerekiyor.

                                                                                                           


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.