İnsani ve Ahlaki Erdemlerin Daha Güçlü Olduğu Gün..!
İslam’ın rahmetle yoğrulmuş adaletini, bilgi ve hikmetle bütünleşmiş ahlakını bütün insanlığa gösteren Allah Rasulü’nün, “İnanarak ve karşılığını yalnız, Allah'tan umarak ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları bağışlanır' müjdesinin gerçekleşeceği rahmet ve bağışlanma ayını idrak etmenin huzuru içindeyiz.
İnsani ve ahlaki erdemlerin daha güçlü bir şekilde hayata yansıdığı, sosyal yardımlaşmanın ve paylaşmanın arttığı, birlik ve beraberlik ruhunun canlandığı müstesna bir zaman dilimi olan ramazan ayında, maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı, eskimez öğüt ve çağrısıyla her dönem insanlığı aydınlatan, rehberliğiyle insanlığı mutluluğa ve huzura götüren, taşıdığı değer ve anlamlar, getirdiği ahlak ve erdem ilkeleriyle daima taze ve yeni kalan Kur’an’ın indirildiği bir ayı hep birlikte yaşıyoruz.
Ramazan, dünyanın sayısız nimetleri içinde Allah’ın lütfüne mazhar olan insanın belli bir süre zarfında bunlardan kendini uzak tutarak, bir bakıma nimetin kadrini daha yakından bildiği, nimete ulaşamayan insanların halini anladığı ve paylaşmayı öğrendiği Oruç ayıdır.
Baştan sona bir feyz, rahmet ve bereket mevsimi olan bu günlerde iradeleri güçlendiren oruç, cömertliği, ikramı ve paylaşmayı öğreten iftar, ibadetin neşe ve coşkusunu bütün topluma yayan teravih, hayır ve bereketin ne olduğunu gösteren sahur, bütün bu yüksek değerlerin manevi dünyamızı kuşattığı Kadir Gecesi, akıl ve gönülleri manevi bir atmosferde zirveye taşıyan ve dinî duygunun kolektif olarak paylaşılmasını sağlayan hatim ve mukabeleler,
Toplumun sosyal yaralarını saran zekât ve fitreler, toplumun birlik ve beraberliğini pekiştiren bayram ile ramazan ayı, ferdi hayatta dindarlığın, sosyal hayatta dayanışma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşanmasına ve Müslümanlar olarak arınma ve yenilenme bilincimizin tazelenmesine vesile olur.
Asırlardır din ile bağını koparmadan sürdüren ve onu hayatına rehber edinen milletimiz, Ramazan ayının esenliğini, insanlığı mutluluğa erdiren manevi atmosferini nefislerinde, ailelerinde ve toplumlarında yaşamış ve yaşatmış, sevinçleri ve üzüntülerini birlikte paylaşmış, sofralarını ve gönüllerini muhtaçlara açmış, ramazan ayını sadece dinî değil, sosyal ve kültürel hayatları için de canlı bir dönem haline getirmişlerdir.
Fert ve toplum olarak merhamete, sevgi ve saygıya ve birbirimizi anlamaya muhtaç olduğumuz günümüzde, ramazan ayının insanların yalnız kendi dünyalarında, kendi hanelerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir neşe olarak kalmaması, güzelliklerin yoksullarla, yetimlerle, kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanlarla paylaşıldığı bir ay olması dileğiyle ramazan ayınızı tebrik ediyor, ülkemiz ve bütün insanlık için hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Hoşça Kalın Dostça Kalın…