8.03.2017 19:08:10

Nesrin Masarifoğlu

Kadın toplum içerisinde bulunduğu konumda yüklendiği rol modeller ile tüm yaşamı boyunca zorlu süreçlerden geçer.  Kadın en kutsal görevini tüm ruhu ile ifa ederken annedir. Fedakar, zaman zaman cefakar eştir. Evde neşe kaynağı ailesine kol kanat geren hayırlı evlattır. Bazen abla, bazen kardeştir. Yarendir, dosttur. Dert ortağıdır. İş kadınıdır. Fıtratı gereği yüreğinde taşıdığı sevgi ve merhamet duyguları ile sosyal sorumluluk projelerinin vazgeçilmez üyesidir.
Kadın yaradılış gereği sevginin, merhametin, zarafetin, naifliğin vücut bulmuş halidir. Allah’ın yarattığı yaratırken cenneti ayaklarının altına serdiği, incinmesini men ettiği nadide varlıktır. Yaratılış gereği narin bir bedene sığdırdığı onlarca sorumluluğun üstesinden kolayca gelebilen kadın, yorulmak bilmeyen temposu ile her dönem her şartta mücadele ederek şaşırtmaya devam etmektedir.
Yaşayan sımsıcak bir evden kadını çekip alırsanız o evde ne muhabbet ne refah ne de neşe kalır. Kadın yaşadığı evin ruhudur. Kadın aklı, ruhu ve kalbiyle sarıp sarmaladığı ailesini her daim ihya eder. Onun enerjisi, yeten, yetiren çabası o eve sihirli bir dokunuş gibi hayat verir. Kadın evindegüzelliğin, rengin, gücün, asaletin ve bereketin sembolüdür. Varlığı da yokluğu da yaşar ama fırtınalarla baş etmesini bilir. Her hâlükârda vakur, başı dik ve onurludur. 
Hele günümüzde kadın bir yandan ekonomik anlamda eve katkıda bulunmaya çalışırken, kariyer yaparken bir yandan da üstlendiği sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmeye çalışır. En kutsal olanı analık payesini bir de taşıyorsa işi daha zordur. Hayat ona farklı roller takdim etmiştir. İsmiyle müsemma o bir eş aynı zamanda bir ana, ev kadını, kimi yerde yönetici. O kadar kaptırmıştır ki kendisini bu rollere ancak yıllar geçtikten sonra ne kadar çok hayatı ıskaladığını fark eder. Hayatının merkezinde ailesi vardır. O daima sonradan gelir. Adanmış bir ruh taşır yaradılışı gereği.
Asaletini ailesinden almıştır. Örf ve adetlerine bağlı değerlerine sahiptir. Olması gerekende budur zaten. Aile en kutsal mefhumlardan biridir. Onun yaşaması yaşatılması için mutlaka bazı zorluklarla baş edilmesi hele çocuk varsa mutlaka karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde sorunların çözülmesi gerekir. Çocukların sağlıklı ortamda büyümesi için sonuna kadar uğraşmayı kendine şiar edinmiştir.
Kadın mutlaka kendini yetiştirmesi gerektiğinin farkındadır. Çocuklar aileden öğrenir ilk temel davranışları, bilgiyi.  İşte bu yüzden yoğun temposundan arta kalan zamanda bilgiye ulaşmayı, çok okumayı denemesi gerekir.  Günümüzün teknolojik imkanları sayesinde bilgiye ulaşmak artık bir tuş, bir kumanda kadar yakın. Boş vakitlerinde merak duyduğu, ilgi alanına giren,günlük hayatına uyarlayabileceği kendine faydası olan konuları araştırır ve bilgi dağarcığını geliştirir.Ailesi ile hızla değişen şartlara uyum sağlayabilmesi için de gereklidir bilgiyi yakalamak.
Günümüzde yaşadığımız birçok sıkıntılı durumların;  kişilik kazandırılarak, bizi biz yapan toplumsal değerleri,  ilkeleri de içine alarak verilen eğitimin ne denli yararlı olacağı bilinciyle bilhassa kız çocuklarının okuması gerektiğini bilir. Bu ülkenin geleceğini yetiştiren analar olacağını göre önce onların eğitilmesinden başlanılması gerektiğini, inançlarımızı özümseyen dini ve ahlaki kurallara sadık, bilimde, fende, teknikte öncü bir neslin bu ülkenin ufkunu açacağının farkında olarak o bilinçle evlat yetiştirir. Onun için mutlaka ve mutlaka bilhassa kız çocukları okutulmalı ki erken evliliklerin, her türlü istismarın, cehaletin, hurafelerin önü kesilsin.
Son yıllarda hukuk anlamında yapılan birçok düzenlemenin kadına verilen hakların onu bir nebze rahatlatmış olmasına rağmen sorunlar yine de bitmek bilmiyor. Böylesine narin ve müstesna bir varlığın, sevgi ve şefkat abidesinin karşılaştığı her türlü saldırıyı lanetliyoruz. Gücüne güvenen, kendini ancak şiddetle ifade edebilen caniler tarafından onların cinayete kurban gittiğini görmek hepimizi derinden yaralıyor. Çocuklara, kadınlara yapılan her türlü çirkin saldırı karşısında öfkemiz gün geçtikçe kabarıyor. Son yıllarda yıkılan yuvalar, parçalanmış aileler ve saldırıya uğrayan çocuklardan en çok zarar gören tarafın kadınlar ve çocuklar olduğunu görmek de ayrıca bizi çok düşündürüyor. Bir çok anne bu uğurda ne yazık ki canından, bir çok yavruda çirkin emeller yüzünden hayatından oluyor. Kadın ve Aileden sorumlu Bakanlığın mağdur olan kadınların ve çocukların hukuk düzleminde müdahil olarak yanında yer alması takdire şayan. 
Kadına yönelik her türlü şiddetin mutlaka en yetkili ağızlardan şiddetle kınanacağı çözüm arayışlarının gündemde olacağı bu günde ben kadınlar ve çocuklar adına geleceğe daha bir umut ve güvenle bakmak istiyorum.
.

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.