26.04.2021 15:00:20

Aynur YAVUZ

Konuştuklarına Dikkat Et; İnsanı Hoş Gösteren De Boş Gösteren De Dilidir.

Dili de kendi gibi tatlı Sevgili Ayşe Sultan paylaşmış bu  güzel sözü .

Mana yüklü bu cümle üzerinde sayfalar dolusu yazılar yazılabilir.

Bende Mübarek Ramazan ayını ihya ettiğimiz bu günlerde, dilimize sahip olma adına manası derin bu söz üzerine sizlerle biraz hasbıhâl etmek isterim.

Öncelikle Dil'in tanımını yaparak başlayalım Hasbıhâlimize...

Dil, ağız içinde bulunan ve tat alma duyusunu gerçekleştiren, kaslardan yapılmış bir organdır ve kemiği yoktur. Ayrıca yiyecekleri çiğneme ve yutma işlemlerine yardım eder, insanlarda konuşmayı sağlar.

Ağzımızda bulunan Dil'in, önemli görevi; Öncelikle tat alma, çiğneme ve yutma işlevlerini yerine getirmek ise de, bana göre en önemli ve asli görevi; Kalp, ruh nefs ve gönülden gelen duyguları karşı tarafa aktarmaktır.

Dil kalbin, Gönül de, ruhun aynası olup, Ruh da insanın hakikatinin aynasıdır.

İnsanın hakikati de, Hak tealâ’nın aynasıdır.

Söz söylemek; dil'in gönül ile gönlün de hak ile olduğu zaman makbuldür.

Mevlana mesnevisinde dilin afetlerini şöyle ifade eder:

'İnsanoğlu dilinin altında gizlidir;

Şu dil, can kapısının perdesidir.

Yel perdeyi kaldırdı mı, evin içinde ne var, belirir bize.

O evde inci mi var, buğday mı?

Evin içi altın hazinesi mi, yoksa yılanlarla, akreplerle mi dolu?

Yoksa içeride define mi var da kıyısında yılan bekliyor?

Çünkü altın definesi de bekçisiz olmaz ya.'

İnsanoğlu neye, nasıl baktığını ve kim olduğunu dil aracılığıyla ortaya koyar.

Dil kalbin tercümanıdır. Neye inanıyor, nasıl düşünüyorsak dil bunu ifade eder ve iyinin de kötünün de tercümanlığını yapar.

Dil hakkı söylediğinde sahibini yüceltir, yalanın dedikodunun ve boş malayanilerin sözcülüğünü yaptığında sahibine büyük zarar verir.

Dil var, inci döker; Dil var zehir saçar.

Sözün adabı dildir.

Münakaşa ve gereksiz konuşarak sözü israf etmemek, öfkelendiğimizde ise; söyleyeceğimiz sözü tartarak söyleyerek, karşı tarafa zarar vermemek ve insanları anlamaya çalışmak bizi insan yapan hasletlerdir.

Gerektiği yerde konuşmayı, gerektiği yerde susmayı bilmek; İnsan ilişkilerinde hataları, bağışlamayı, kusurları görmezden gelmeyi ve hepsinden öte saygıyı da beraberinde getirir.

'Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır'

(Ataullah İskenderi)

Kalp kararmış ise;

Dilden çıkan sözde karadır. İncitir, acıtır, yakar, yıkar ....

Kalp merhametli ise; Dilden çıkan sözler de naif olur, zarif olur, güzel olur.

Dilin sadakası doğru sözdür.

Dilden dökülen kötü söz, en gelişmiş silahlardan daha büyük tahribata sebep olabilir.

“Bak şu çeşmenin tası yok, kırma insanı kalbini yapacak ustası yok” sözünü büyüklerimiz boşuna mı? Söylemişler.

Ez cümle; Dil Allah‘ın bizlere bahşettiği büyük bir nimettir. Bu nedenle dilimizi doğru kullanmayı öğrenmeliyiz.

Atalarımız ne güzel söylemiş;

'Kurşun yarası geçer de dil yarası geçmez'

Hazreti Mevlana 'ağızdan, dilden çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir, o ok gittiği yerden geri dönmez, seli baştan bağlamak gerek' der ve kalp kırmanın insanlığımızdan alıp götürdüklerini ifade eder.

Tatlı dilin, yılanı deliğinden çıkardığına şahit olmadım lakin tatlı dilin birçok katılaşmış, kararmış gönülleri yumuşattığına şahit oldum.

Akıl süsü dil,

Dil süsü sözdür.

İnsanın süsü yüz,

Yüzün süsü gözdür.

İnsanın sözünü dil; dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar.

(Yusuf Has Hacib)

Selâm ve Dua ile


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.