KÖTÜLERLE BAŞ EDEMİYORUZ!

Kötülerle baş edemiyoruz!

Bu doğru!

Maalesef doğru!

Üzgünüm ki doğru!

Vallahi doğru!

Görünen köy kılavuz istemez!

Baş edemiyoruz!

Kötülerle baş edemiyoruz!

Her yerdeler!

Korkusuzlar!

Vicdansızlar!

Utanmazlar!

Onlarca misalden, bir misal üzerinden buyurun beraber yürüyelim ve baş edemediğimizi görelim!

Gıda teröristleri ile baş ettik mi!

Bine yakın Tarım ilçe müdürlüklerimiz var!

81 tane Tarım il müdürlüklerimiz var!

1 tane Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız var!

Tam teşekküllü teknik araç ve gereçlerimiz ile laboratuvarlarımız var!

Bu alanda her türlü yetkiler var!

Devlet bu hizmetlerini;

1 Bakan

2 Yardımcı,

Danışmanlar

Genel müdürler

10 bin veteriner

16 bin ziraat mühendisi olmak üzere yaklaşık

150 bin personelle yürütüyor!

Peki;

Gıda teröristleri hala varlıklarını sürdürebiliyorlarsa!

Ve halk hala tedirginse ve sağlıksız ürün kullanıyorsa!

Ve bundan müşteki iseler!

Suç! sadece gıda teröristlerinindir denilebilir mi!

Denilemez!

Çünkü;

Yukarıda rakamları yazılan ve her türlü teknik imkana sahip olan ve artı 50 bin muhtarın da bir nevi dolaylı olarak emrinde olduğu devasa bir bakanlık ordusu buna meydan vermez, geçit vermez, ve-re-mez!

Veremez efendim..!

Vermesi, tabiatına, gücüne, tekniğine, yetkilerine, kuruluşuna, teşkilatına, bilimine aykırı!

Ama el'an bu kötülükler ve teröristler maalesef buna rağmen varlar ve çoklar!

Devletin böylesine güçlü bir yapılanması var iken!

Bunların varlıklarının nasıl bir izahı olabilir!

Bakanlık uyumazsa, gevşeklik göstermezse, en küçük bir amiri memuru satın alınmazsa, azıcık bir zaafiyet göstermezse, gıda teröristlerinin yaşama şansları şu memleket sathında asla mümkün değildir.

Devletten daha büyük akla, daha büyük imkana ve daha büyük teşkilata hiçbir terör gurubu sahip değildir!

Ama buna rağmen bir gerçek var ki kötülerle baş edemiyoruz!

Edemiyoruz efendim!

Ha.. Derseniz ki;

Kötülerle baş edebilir miyiz?

Elcevap;

Devlet istesin!

Hükümet irade buyursun!

Muhalefetler milli olsun!

liyakatlılar iş başı yapsın!

Hiçbir kötü yaşayamaz,

Hiçbir kötülük şu topraklarda neşvü nema bulamaz!

***

Her bir bakanlığı bu kalıpta düşünelim!

Ve sonra Nazım'ı dinleyelim!

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
                bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
                bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
                bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
                bu hasret bizim...