Merzifona’a Eşek Satmak..!
Değerli okuyucularım bu yazımda küçük bir hikaye yazmak istedim sizlere. Hikaye tamamen uyarlamadır. Ama gerçek yaşantıyla bağlantısı da çoktur.
Amasya’nın Merzifon ilçesinde yaşayan bir köylünün iki dönüm arazisi vardır. Bu arazinin içinde bir evi, bir bostanı, bir kümesi, bir de ağılı vardır. Evinde hanımı ve üç çocuğu ile mesut mutlu yaşar. Kümesinde yirmi beş tavuğu, üç horozu, sekiz ördeği, on dokuz hindisi, ağılında sekiz koyunu, dört kuzusu, iki koçu vardır. Bostanda mevsimine göre sebzesi yetişir. Ebegümeci, semizotu, ısırgan otu vs. vs. otlarda yaradanın kudreti ile hiç emek harcanmadan yetişir. Arazinin dört tarafı; meyve ağaçları, kavak, selvi ve çam ile çevrilidir. Bir de bu köylünün diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ufak tefek bostandan topladıklarını, Amasya’ya inip satmakta ve ihtiyaçlarını satın almaktadır. Ona eşlik eden ise emektarı Merzifon’un meşhur eşeği Karaca’dır.
Bizim köylü yine Amasya’ya gitmiş ve tezgahını kurmuştur. Yanına başka bir tezgah açılır ama ürünlerin farklı olduğunu, hatta ilk defa görür.
“Kardeş hoş geldin bu sattıkların nedir ilk defa görüyorum.” der.
“Hoş bulduk ağabey, bunlar bizim yörenin meyveleri orada meşhurdur sizin eşekleriniz ve elmanız gibi.”
“Anladım, bana onlardan birer kilo tartar mısın kardeş.” der
Adam her çeşit meyveden birer kilo tartar, bizim köylüye verir. Köylü, adamı evine misafir etmek ister, adam kabul eder.
Merzifon’a girdiklerinde adam her yerde eşekleri görür, gerçekten Merzifon eşeklerin ne kadar güzel olduğunu fark eder ama hepsi sahiplidir. Köylüye bir eşek sahip olmak istediğini dile getirir, köylü satın alabileceğini söyler. Adam ise benim buna gücüm yetmez der. Ama aslında adam köylünün eşeğine göz koymuştur. Çünkü gördüğü en güze eşek köylünündü. Köylü de, Karaca’yı çok seviyor ve adam bunu fark ediyordu. Karacanın ise köylüye olan sevgisini de fark ediyordu, adam;
“ Peki, sen bana başka şey karşılığında Karaca’yı takas eder misin?”
“ Hayır etmem o bana babamdan hatıra. Doğduğundan beri benimle, hem benim eşeğim satılık değil.” der
Adam bunun karşılığında;
“Sana daha iyi ve genç bir eşek bulurum, burada eşek çok. Elbet bana eşeğini takas edecek birini de bulurum. Ben de sana getiririm, takas ederiz. Bak ben Karacayı çok sevdim senin ailen var ama benim ailem yok. Senin bağın, bostanın, kümesin, koyunun, kuzun, hindin bile var ama benim yok. Hadi kardeş seninle bir anlaşma yapalım.” der
Köylü önce bir düşünür sonra Karacay’a bakar ve adama dönüp;
“Sen şimdi Merzifon’a eşek mi satmak istiyorsun.” der.
……………………………………………
Bu küçük hikâye aslında bir ülkeyi anlatıyor. Siz okurken hayal edip bir ülkenin nasıl yok edildiğini düşünün derim.
Eşeği satmak mı, yoksa sahiplenmek mi?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.