20.06.2023 09:27:00

1750

Bülent TIRTIR

Milli Eğitim Kandırmacası..!

 

Kim olduğunu bilmediğim biri sabahın sekiz buçuğunda mikronu eline almış, yüksek sesle talimatlar yağdırıyor.

  • Rahat!
  • Hazır ol!
  • Rahat!
  • Çocuklar hizaya geçin.
  • Hazır ol!

Uzun zamandır beni sinir eden sesin sahibine söylenerek giyiniyorum. Evden çıkışım saat dokuzu buluyor ama kim olduğunu bilmediğim ve mikrofonu bırakmamakta ısrarcı olan şahıs birilerini takdim ederken bir yandan da öğrencilerden alkış istiyor. Okulun geniş demir kapısına vardığımda dışarda öğrencilerin ailelerini bekler gördüm. Kapının beri tarafında sıralı duran altı kişi vardı. Elinde mikrofonu olan vatandaşa bakarken güvenlik kulübesinde bir bayanla göz göze geldim. Kim olduğunu ondan öğrendim. Okulun müdür yardımcısıymış.

 

Ben kızgın bir tavırla sabahın bu saatinde bu neyin gürültüsü arkadaşım ayarı verirken güvenlik görevlisi bir arkadaşla tanıştım ister istemez. Klasik geçen boş argümanlar solosu icra eyledi. Savurduğu son cümle ne kadar beyhude bir anlatım çabasında debelendiğimi adeta yüzüme vurdu.

  • Gidip karakola şikayet et.

O esnada istiklal marşı devreye girdi. Adam esas duruşa geçti ve bu ülkenin insanlarının ülkesine olan saygısını, bağlılığını çok net bir şekilde ortaya koyan istiklal marşına eşlik etmeye başladı. Kafamdaki o deli soru o an düştü.

 

İnsanına saygısı olmayanın istiklal marşına saygı duruşu ne kadar gerçekçidir?

Her sabah elinde mikrofonla bağırıp çağırdığında rahatını ve huzurunu bozduğun insanlar aklına gelmiyorsa eğer o saygı duruşunu niye yapıyorsun?

 

Her sabah elinde mikrofonla bağırıp çağırdığında gençliğinin başındaki çocukları öğretim yuvası dediğin dört duvara tıkıştırıp sindirdiğin aklına gelmiyorsa eğer o saygı duruşunu niye yapıyorsun?

Ne muhataplarına ne de çevrendeki insanlara zerre saygı duymuyorsan eğer o marşın ulusal bir manifesto ve bir dua olduğunu kavrayamıyorsan eğer o saygı duruşunu niye yapıyorsun?

Özünde insana saygı barındırmayan her hareket ikiyüzlülük değil midir? Zaten en büyük sorunumuz şekilcilkten dolayı değil mi?

 

Kutsallarımızın ritüellerini göstere göstere yaparız ki ne kadar büyük Kemalist, Müslüman, hayvansever, yardımsever, laik, centilmen ve diğer sıfat ve unvanları bize layık görüp parmakla göstersinler. İşte bu desinler bizim için. Bu adam var ya, adamın dibi desinler.

Kimse kimseye böyle bir şey demez çünkü sende başkası için böyle bir şey söylemiyorsun. İçinden söyleniyorsun ve alkış tutuyorsun. İkiyüzlüsün!

 

İşte bu yüzden ne eğtim sistemimizin temel taşı olan eğitimcilerimiz ne de eğitim sistemimizin ürünleri olan gençlerimiz bizden farklılar. Farklılık istiyor musunuz bilmiyorum. Belki bu hali size rahatsız edici gelmiyor olabilir ama ben yine de söyleyeyim. Bir değişiklik yapacaksanız eğer işe eğitimcileri eğitmekle başlayabilirsiniz.

Rahat ve hazır ol komutlarının eğitim yuvalarında disiplin sağlamadığını görmeyi akıl edebilecek seviyede birileri olursa işimiz kolaylaşır.


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.