Namuslu Zübükler..!
Siyasetin gün yüzüne vuran yüzü, ne Şener Şen’in “Namuslu”sunda ne de Kemal Sunal’ın “Zübük”’ünde izlediğimiz o naif iyimserlik değil. Günümüzde, namus ve dürüstlük maskesi altına saklanan yalanlar, ekrana yansıyan kırık bir aynanın parçaları gibi, her biri daha acımasız gerçeği ortaya çıkarıyor. Gerçekler; sahte vaatler, çıkar ilişkileri ve hesaplaşmalarla harmanlanmış; soğuk, acımasız ve çoğu zaman gözdağı verici.
İdeallerini bir kenara bırakmış siyasiler, başlarda “ülkenin yarınları için” gibi yumuşak söylemlerle halkı ikna etmeye çalışırken, zamanla gerçek hesaplaşmaların esiri olmuşlardır. Namus kavramı, artık etik bir değer olarak kalmaktan çıkmış; yerine “görünürde namuslu” olmanın getirdiği avantajlar, çıkar kapısını aralayan bir kılıf haline gelmiştir. Şimdi, bu politik arenada, dürüstlüğün yerini, hesap vermeyen çıkar ilişkileri ve kirli oy hesapları almış durumda.
Gözlerimizi gerçeklerden ayıramadığımız bu tiyatroda, popülizmin sıcaklığı yerini, soğuk gerçeklerin acısı alıyor. Artık sahnede, gerçek bir “halkın adamı” iddiası yok. Siyasetçiler, ofislerindeki deri koltuklardan çıkar ilişkilerinin ipuçlarını verirken, seçim vaatleri de gerçeğe dönüşmekten ziyade hayal dünyasında kalıyor. Onların anlattıkları, sadece göz kamaştıran bir illüzyon; perde arkasında ise usulsüz hesaplaşmalar, gizli mektuplar ve imzalanmamış antlaşmalar saklı.
Namuslu olmanın, siyasette ne kadar masum bir ideal olduğu öylesine geçmişin tozlu raflarına karışmış bir anı olarak kalmış durumda ki; bugün namus, sadece iktidar oynamanın göz alıcı bir aksesuarı. Dürüst olmak, ne yazık ki, politik arenada bir lüks haline gelmiş durumda. Hakikat, artık sadece meraklı gözlerin ve cesur yazarların diline düşüyor; çoğunluk, sunulan cilalı görüntüye inat, gerçeğin acı tadıyla yüzleşmekten kaçınıyor.
Bu sahnede, namuslu bir karakterin varlığı, en ufak bir ışık hüzmesi gibi karşımıza çıkıyor. Ancak o ışık, bir süre sonra tüm karanlığı aydınlatacak güce sahip olmaktan ziyade, geçici bir serap halini alıyor. Siyaset, namusun reddedildiği, çıkarın ve iktidarın her şeyin öncelikli olduğu bir arenaya dönüştü. Gözümüzde büyüttükleri o kahramanlık destanları, yerini, gecenin karanlığında parlayan, ancak hızla sönüp giden umut kırıntılarına bırakmış durumda.
Bir zamanlar, Şener Şen’in “Namuslu” filmindeki karakterin idealizmi, insanların kalbinde bir umut ışığı yakmıştı. Fakat bugün, ne idealizme yer kalmış ne de o eski masumiyete. Gerçek hesaplaşmalar, artık sadece kime ait olduğu belli olmayan sinsi mektuplarla ve perde arkasındaki gizli anlaşmalarla yapılıyor. İnsanlar, ekrana yansıyan cilalı görüntüler yerine, sokakların, pazar yerlerinin acı gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor.
Kemal Sunal’ın “Zübük” filmindeki alaycı bakış açısı, günümüz siyasetinde de izlerini sürdürse de, artık bu alay, gülmek yerine ağıt yakmayı gerektiriyor. Çünkü o eski günlerde bile, alaycı mizahın ardında bir iyimserlik, bir umut vardı. Bugün ise o umut, siyasetin kirlenmiş yüzü altında boğuluyor. Siyasetçiler, sahte ahlaklarının altında gerçek hesaplaşmaları, usulsüz çıkarlara dair belgeleri gizlerken, halk yine de yaşadığı acıyı görünmez bir duvara çarpmış gibi içlerine atıyor.
Bu arenada, dürüstlük ne kadar pahalıya mal olduysa, hesap verebilirlik de öyle. İnsanlar, adaletin bir gün tecelli edeceğine dair belki ufak bir inanç besleseler de, artık bilip de inanmıyorlar. Gerçekler acıtır; ama acı verici olan, bu acının her gün tekrarlanmasıdır. Zaman, namuslu olanı yıpratırken, çıkarın ve iktidarın maskesini, her sahnede biraz daha yerle bir ediyor. Ve biz, bu kırık aynanın önünde, geleceğin ne getireceğini umutsuzca sorguluyoruz.
İşte bu yüzden, siyasetin gerçek yüzünü, sansasyonel popülizm yerine, çarpıcı gerçeklerle ortaya koymak gerekiyor. Çünkü ancak gerçek acıların üzerine gidilirse, belki bir gün namusun ve dürüstlüğün gerçekten de geri dönebileceğine dair umut yeşerir. Yoksa bu sahnede, her yeni perde açıldığında aynı trajedi tekrarlanacak, acı gerçekler bir bir ortaya çıkmaya devam edecektir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.