Narin İçin…
Ne söyleyebiliriz ki bu saatten, şu dakikadan sonra? Türküler söylesek ne olur? Ağıtlar yaksak ne fayda eder? Dualarla uğurladığımız Narin için kahreden dilimiz ve yüreğimiz biraz daha taşa dönecek gelecek için. Ölüm sebebi nedir, öldüren kimdir öğrenmek, bilmek hatta duymak dahi istemiyorum. Tek bir gerçek var çünkü musalla taşında. O gerçekleri öğrenmenin ve peşinden koşmanın bile bir anlamı yok bugün zira Narin yok artık. Narin’le beraber giden, biten insanlığımız var. Narin’den çok önce kaybedilen insanlığımız var. Haydi şimdi süslü cümleler kuralım sanki Narin’i geri getirecekmiş gibi. “Adalet istiyoruz” diye bağıralım sanki Narin sesimizi duyaacakmış gibi. Yarın sabaha unutacağımız fotoğrafına bakıp “Ne güzel kızmış” diyelim. Ya sonra!? Yeni bir Narin olayına kadar susalım ve bekleyelim. Öylece bekleyelim. Pusuda bekleyen katiller işlerini bitirene kadar bekleyelim. Bizim için böylesi daha kolay ve daha gösterişli. İçimizde biriken beritaraf öfkesini saçalım her yere. Küçük bir kızın ölümünü kullanalım ve o mübarek naaşının üzerinde katillerden farkımız olmadığını fark etmeden bağırıp çağıralım. Birilerini suçlayalım ama hiç kendimize söz söyletmeyelim. Hukuk sistemimize, adalet anlayışımıza, çıkarlarımıza, sorumsuzluğumuza laf söyletmeden yani incitmeden kendimizi sadece konuşalım. Belki değişir bir şeyler! Hiç bahsetmeyelim görgüsüzce, fütursuzca işlediğimiz cinayetlerin sebeplerinden. Kapatalım gözlerimizi, kulaklarımız duymaz olsun. Yeni bir Narin cinayetine kadar susalım. Narin için ne yaptık ki!? Narin’den öncekiler için ne yaptık ki!? Bundan sonra ki cinayetler için ne yapmayacağımızı ben biliyorum. Katillerde biliyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.