Ne Fatihler Batıyor…
Sokağa çıksam, elime mikrofonu alsam, vatandaşa ecdadını sorsam; Osmanlı padişahlarının kurucusundan itibaren tek tek sıralı bir şekilde isimlerini söylemesini istesem, kaç kişi bu ecdadı sayabilir? Kurucusu olan Osman daha sonra oğlu Orhan, l. Murad .. (düşünceli bakışlar) Fatih Sultan Mehmet.. (gülümseyen yüz ifadeleri) Hürremin Sultan Süleymanı… Ortalamaya bakılırsa genel itibari ile bu konuda üç beş tane sayabilirler. Bu konudan dolayı türk dizilerine ziyadesiyle teşekkür edebiliriz. Bize tarihin tozlu raflarındaki ansiklopedilerden değilde dizi kanalları ile yardımcı oldular. (Tartışmaya açık bir konudur. Eksik eğitim ve halk her yerde kendisini belli ediyor.)
Geçmişi eksik bilmek sadece eğitim durumumuz yada eksik meraktan değil tarih hep başarılı olanların ismini altın harflerle yazmış Mesela Fatih Sultan Mehmet öyle bir komutan öyle bir mucitmiş ki bir Peygamberin (Hz. Muhammet S.a.v.) dilinden adı geçmiş, bir çağ açmış bir çağ kapamış , toplu silahı şahi icat etmiş, büyük savaş stratejileri akıl ve bilim yönünden pek çok donanıma sahipmiş.
Uzun yıllar dünyada geniş topraklara sahipken adımızı her yere duyurup nam salmışken Fatih bu kadar başarılıyken o sırada Avrupa ne yapıyordu? Ne durumdaydı ? Skolastik bataklık içinde din kisvesi altında cennetin o köşesi senin bu köşesi benim diyerek parselleyerek satıyorlardı. Din tüccarlıgı yaparak duygu sömürtüyordu “Cennet” ve “Cehennem” vaadiyle korkutarak saraylarını ve şaşalı saltanatlarını devam ettiriyorlardı ! (Gerçi şuan bizde bu bataklığın içindeyiz içimizdeki korku bizi ayağa kaldırmıyor. ) Acaba cennet kaç liraydı ? Peki bu düşünceye aykırı gelen, bu bataklıktan avrupa nasıl çıktı? Kim çıkardı?
Cehenemin tapusunu satın alan adam çıkana kadar “Martin Luther” protestan reform hareketini başlatan kişi… Rivayete göre olay şöyledir;
” – Cenneti satıyorsunuz da, cehennemi neden satmıyorsunuz? diye yargıça sorar. Yargıc şaşırır ve alaylı bır tavırla
”- Para istemez, bedava veriyorum.” der
”- Artık cehennemin sahibi benim.” Der Luther daha sonra halka seslenerek ; Ve şu andan itibaren Cehenemime hiç kimseyi almıyorum Kapıları kapalı! Der. Cehenem korkusu o insanlar için o gün bitmişti ama suan günümüzde de İslamiyet aynı zulmü görüyor ve aynı yerden darbe alıyor aynı skolastik bataklık içindeyiz. Zaman geçer ama konular aynıdır. Müslümanlığı cahilleştirmek isteyen fakir bırakmak isteyen koltuk sevdalı insanlar var. ”Fakirler zenginlerden 500 sene önce cennete girecekken nasıl zengin olmak istiyorsunuz? ” Diyenler var.
Karl Marx; “ Din fakirlerin bu dünyada zenginleri katletmesin diye onlara öbür dünyada eşit bir cennet vaat eder.”
Tarihten, geçmişten, ecdattan bahsetmişken günümüze gelene kadar aynı hikayeleri farklı baş rol adamları ile yaşıyoruz. İçimizdeki bizin gücünü keşfedelim!
Hepimiz birer fethini bekleyen Fatihleriz.
Bu yazım adını duyuramayan Fatihlere gelsin …
Bu yazımı herseye rağmen ümidini kaybetmeyen Fatihlere gelsin …
Bu yazım çabasını olan Fatihlere gelsin …
Bu yazım çaresizliğe boyun eğmeyen Lutherlere gelsin…
Korkusuz olanlara gelsin …
Kalk uyan artık !Sanayi devrimini başlatan senin ecdadın ileriye doğru hedeflerin olsun . Bu benim geçmişle ilgili yazacağım son yazımdır şimdi geleceğimize bakmak hedeflerimize odaklanmalıyız. Oyunu yönetmezsek hep piyon oluruz .. Birilerinin misyonu altında eziliriz..
Not: Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u almak için döktürdüğü büyük top "şahi" adını taşır. Bu topun namlusu 91.8 cm'dir. 800 kilogram ağırlığındaki güllesinin menzili 1200 metredir.