Ramazan

Gelişi ile müşerref ve mesrur olduğumuz o kutsal Ramazan-ı Şerif ayı, en kıymetli, en faziletli, en çok sevap kazandıran, ahirete manevi hazırlık için bereketli olan,  on bir ayın en değerlisine kavuşturana şükür ile başlamak istiyorum.

Cenab-ı Hakk’ın Kelam sıfatının tecellisi olan Alemlerin Rabbi adına konuştuğu yüce Kur’an’ın  bütün alemlerin haritası olan, yaradılış gayemizi, yaradanımızı bize tanıtan, kainatın bütün gizli sırlarını bize açan, biz eşref-i mahlukat olan insana kılavuzluk eden, marifetullah kitabını bu ayda göndermiştir.

İnsan nefsinin terbiye vasıtalarından biri olan oruç bu ayda farz kılınmıştır. Yemek –içmek gibi hayvani iştahlardan sıyrılıp en iyi ruh hali ile fıtri kulluğa dönüş için çok elzemdir oruç.

Nefsin firavunluğunu kıracak olan açlıktır esas olan, anca aç kalan nefis ‘’Men ene vema ente? (Ben neyim, sen nesin)Diye soran Rabbine ‘’Ente Rabbi’r Rahim ve ene abduke’l aciz’’ ’’Sen benim Rabb-i Rahim’imsin, ben aciz bir abdinim ‘’diyebiliyor.

Bu ay kazanma ayıdır der büyüklerimiz. İlahi bir bayram olan Ramazan pişmanlıklardan nedamet etme zamanıdır. Nefsanî isteklerin, malayaninin, tagutların terk edildiği, Nasuh tövbesinin yapıldığı aydır. Fırsat ayıdır, kazanma ayıdır. Gafletle aczini, fakrını unutan, kusurlarını, hatalarını görmek istemeyen insan, kötü ahlaklarının farkına varamaz debelenip durur. Fakat açlıkla acizliğini fark edip gafletten uyanır Rabbini hatırlar, oruçla nefsanî terk edişle, kutsi uhrevi melekleşme başlar.

İslam’ın rahmetle yoğrulmuş adaletini bilgi ve hikmetle bütünleşmiş ahlakını insanlığa örnek gösteren Allah Resulü ‘’inanarak ve karşılığını yalnız Allah’tan umarak ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları bağışlanır.’’müjdesinin gerçekleşeceği, bir taraftan da sosyal yardımlaşmanın ve paylaşmanın arttığı, birlik ve beraberlik ruhunun canlandığı bir aydır. Maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı aydır Ramazan.

Asırlardır din ile bağını koparmadan sürdüren ve onu hayatına rehber edinen milletimiz, bu ayın bereketini, feyzini, manevi atmosferini ailelerinde ve toplumlarında yaşatmış sofralarını gönüllerini muhtaca, düşmüşe sahipsize, yüreği yaralıya açmıştır. Sadece dini değil, sosyal ve kültürel hayatlarında da türlü motiflerle canlı bir etkinlikler haline getirmişlerdir.

Bu ayda maddi ve manevi hazırlıklar yapılır. Evlerimiz, ibadethanelerimiz ve Allah’ın nazargah-ı ilahisi olan gönül kabemiz her türlü maddi ve manevi kirlerden arındırılır.

Bu ay dilerim ki hepimizin kurtuluşuna sebep olur. Gerçi tövbe edeceğimiz çok da günahlarımız yok.

Müslümanlar katledilirken izleyip çok üzüldüğümüzü ifade edip hızlıca yemek yapmaya, alışveriş yapmaya devam ettik. Kadınlarımız ulu orta namus cinayeti adı altında öldürülürken izledik esefle kınadık akşam hangi camide teraviye gidelim diye düşündük, İnsanlık açlıkla, yoklukla savaşırken yağları, unları şekerleri stok edip sonra fahiş fiyatla satmanın bize getireceği zenginliği düşünerek mutluluğumuza mutluluk kattık, Maddiyatçı, yalancı hocaların işimize gelen komik fetvalarına âmin dedik. Yalanlarımıza yalan kattık, beğenmediğimiz ayetleri yanlış yorum diye es geçtik, Seküler arkadaşlarına içki ikramını Allah’ın rızası için yaparak haz duyan ilahiyatçıları alkış yağmuruna tuttuk. Çocuğum yorulur sınavı var oruç tutması caiz değil dedik ahkâmlar kestik nas üzerine nas ekledik, kiracımı biraz daha nasıl zora koşarım, işçime en az nasıl ödeme yaparım, Hangi restoranda iftar yapalım, nasıl sofralarımızı donatalım, midemizin aç kalışını nasıl akşam bayrama çevirelim 

 Düşüne, düşüne insanlığı kuruttuğumuz bu dünyada şükür ki Ramazan ayı var hadi bu küçücük günahlarla nedamet getirelim bir daha yapmamaya karar verelim. En azından Ramazan bitene kadar tövbe edelim ya sonra Allah tövbemizi kabul eder mi bu kadar çok katlettiğimiz değerlerimizi iki mahya süsleyerek, Ramazan şenlikleri düzenleyerek kendimizi affettirebilecek miyiz herkes başını iki elinin arasına alsın Ramazan tövbe ayıdır, mağfiret ayıdır, Bağışlanma ayıdır söz verelim fıtri insanlığımıza dönelim Ramazanın kıymetini bilelim.