25.03.2024 09:08:00

Mehmet ERDİL

 

RAMAZAN DAVULU VE SEÇİM ÇALIŞMALARI!

 

Bir düşünün!

 

Her birimizin beş tane yöneticisi var!

 

Cumhurbaşkanı!

Vali!

Kaymakam!

Muhtar!

Apartman yöneticisi!

 

Bu yönetenlerimizin üçünü biz seçiyoruz!

İkisini Devlet!

 

Devletin seçtikleri daha iyi yönetiyor!

Bizim seçtiklerimiz daha iyi yönetiyor!

Her ikisi de bizi iyi yönetiyor!

Her ikisi de bizi iyi yönetemiyor!

 

Dört kafadan dört ses!

 

Böyle bir tabloda;

 

Acaba seçmenlerin durumu nedir!

 

Bilinçli!

Adil!

Araştırıcı mı!

 

Değil…

 

Sanki biraz;

Bölgeci!

Hemşerici!

Menfaatçi!

 

Seçim kanununu da eklersek;

 

Bütün bu etkenlerin tesiri altında kalıp doğru adayı; havada uçsa, deniz üzerinde yürüse de seçebilmeleri mümkün mü?

 

Kesinlikle değil..!

 

O halde bu anlayışla girilen her seçimde sadece "sayısal üstünlük" kazanmış oluyor!

 

Kemiyet keyfiyete galip geliyor! O kadar!

 

Burada isim önemli değil!

 

Ha kel Hasan!

 

Ha Hasan Kel!

 

Seçmenler külliyen böyledir, demiyorum!

Seçmenler böyle değiller de, demiyorum!

 

Görünen köy kılavuz istemez!

 

Ankara Belediye Başkanı bir Ülkücü! Ama CHP li!

Hulki Cevizoğlu bir CHP li ama AK parti milletvekili!

İstanbul B.Şehir Belediye Başkanı Anaplı ama CHP li den daha CHP li!

 

Şu vaziyet aynı zamanda seçmenin de ruh halinin de bir dökümü!

 

Seçmen AK partili ama Hemşerisi CHP den aday olunca o da CHP li.

Cüppelinin; elim kırılsaydı da vermeseydim diye anlattığı sarıklı bir hoca efendi de Ekrem ci çıkmıştı! 

 

Yani durum birbirine girmiş durumda!

Ha bu kötü mü!

Değil tabi!

Yani demokrasi değil!

 

***

 

Aylardan Ramazan ve seçim çalışmaları tam gaz!

 

Seçim heyecanı aç'lık tanımıyor!

 

Pazarlarda, meydanlarda, caddelerde hareketli kalabalık!

Gürültü kirlilikleri!

Görüntü kirlilikleri!

Araçlar, konvoylar!

Afişler, dövizler, resimler!

fevkalade israflar vs.

 

Çokları;

 -Bu ne yaa!

-Başımız şişti bitse de kurtulsak diyor mu bilemem!

 

Yasal hiçbir etkisi ve yetkisi olmayan mahalle muhtarlıkları bile ne kıymete bindi birader! talep çok! afiş sloganları bir tür edebiyat oluşturmuş gidiyor!

 

Bu dünya ölümlü fani!

Bir oy verseniz ne olur yani!

Muhtarınız olayım..!

Kadanızı alayım!

 

Hizmete devam dediniz!

Peki dedik!

Hizmet aşkıyla yanıyoruz!

İşte geldik.

 

Muhtarlık ek işimiz değil!

Tek işimiz!

 

Bayrama şair ruhlu yeni! başkan ve muhtarlarla gireceğiz bakalım!

 

Gündüzlerimiz böyle!

 

Diğer taraftan,

 

Ramazan davulcusu Reşo, her gece yarılarında ha bire davula vuruyor!

 

Denizden çek oltanı!

Duvara as baltanı!

Hoş geldi sefa geldi,

On bir ayın sultanı.

 

Hiç bakmayın ayaza!

Kalkın artık niyaza!

Sabaha işe gidin!

Bayrama gelin namaza.

 

-Peki neden davula vuruyor davulcu Reşo?

-herkes uyansın! Diye.

-Herkes niye uyansın?

-Yarın aç kalmasınlar! Diye.

 

Güzel laf ettin be abidin!

Seçimin resmini çizdin!

 

Vur davulcu davula döne döne!

 

Mübarek ay gidiyor,

Artık veda ediyor,

Bir yetime bakana,

Cennet müjde ediyor.

 

Ah be Reşo şu davula bir de gündüz vursan!.

Gündüz vakti şu uyuyanları da uyandırsan!


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.