Bu toprakların kaderine yön veren en büyük mücadelelerden biri, dışarıdan yapılan işgaller değil; içeriden yapılan hafıza tahribatı olmuştur. Çünkü milletlerin gönlü, kılıçla değil; zihinle ve hatırayla alınır. Bugün de yürütülen karalama kampanyaları, esasında görünmez bir savaşın parçasıdır.
Bu savaşın cephanesi şunlardır: Çarpıtılmış belgeler, kurgu kitaplar, sahte kahramanlar ve karalanmış ecdat.
Bu kampanya, bir grup düşüncesiz ve kötü niyetli insanın sosyal medya hevesi değildir; kökleri çok daha derindedir. Çünkü tarih bilen, köküne güvenen, atasıyla gurur duyan bir millet kolay yönetilemez, kolay yönlendirilmez, kolay teslim alınmaz. Bu yüzden hedef alınan, sadece Osmanlı ya da Cumhuriyet değil; bütünlüğümüz, kökümüz ve kendilik bilincimizdir.
Bugünün gençlerine “geçmişiniz kötüdür” diyenler; aslında şunu demeye çalışır: “Sen kendine güvenme.” “Senin bir medeniyet iddian yok.” “Sen zaten başarısız bir milletin çocuğusun.” Bu psikolojiyi çökertebilirlerse, gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
Karalama Ekiplerinin Arka Planı: Kimdir Bunlar?
Bugün ekranlarda, sosyal medyada, sahte tarih programlarında Osmanlı'yı da, Cumhuriyet’i de aşağılayanların büyük kısmı kökü dışarıda oluşumların içerdeki aparatlarıdır.
Bunları birkaç sınıfa ayırabiliriz:
Finansmanı Dışarıdan Sağlanan Yapılar: Resmi olmayan fonlarla beslenen, yerli görünümlü ama yabancı ajandalara hizmet eden oluşumlar. Bunlar genellikle think-tank görünümlüdür; “bilimsel analiz” diye sundukları çalışmalar, aslında psikolojik harekât metinleridir.
Akademiye Sızmış Misyoner Zihniyet: Üniversitelerde kürsü arkasından nesilleri zehirleyen, tarihi ideolojik işletme mantığıyla öğreten kişiler. Bunlar tarihçi değil, operatiftir.
Sosyal Medya Fenomenleri ve Popüler Ateistler: Tarih bilmeden konuşan ama çok konuştuğu için “bilgi sahibi” sanılan sahte aydınlar. Bunların çoğu, para karşılığı içerik üretir; “hangi devri kötüleyelim?” siparişi alırlar.
Kompleksli Yerli Unsurlar: Batı karşısında eziklilik yaşayan, kendi medeniyetinden utanmayı çağdaşlık sanan tipler. Bu grup hem cehaletin hem kibirin birleşimidir.
Ama hepsinin ortak noktası şudur: Milletin ortak değerlerini çökertmek.
Hedef Neden Osmanlı ve Cumhuriyet?
Çünkü bu iki dönemi karalarsan, milleti köksüz bırakırsın.
Osmanlı’yı karalamak: Bu, 600 yıllık medeniyet kimliğini silmektir. “Sen gerici bir milletin çocuğusun” demektir. Böylece modern projelere karşı özgüveni kırılır.
Cumhuriyet’i karalamak: Bu da son 100 yıllık diriliş kodlarını yok etmektir. “Sen zaten devlet kuramazsın, yöneten değil yönetilensin” mesajıdır.
Düşmanın anlayışı şudur: Geçmişini bölersen, geleceğini parçalarsın. “Osmanlıcı – Cumhuriyetçi” diye kavga ettirilen milletin enerjisi, gerçek düşmana karşı birleşemez. İşte bu bölücülük operasyonunun özü: Tarihi ayrıştır, milleti ayrıştır.
Bu Operasyonun Asıl Hedefi: Kimlik Çökertme
Bu kampanyaların hedefi salt tarih değildir. Asıl hedef, “biz” duygusudur. Bir millet “ben kimim?” sorusuna cevap veremezse, “nereye gidiyorum?” sorusuna hiç cevap veremez.
Ecdadı küçültülen bir genç: “Benim ne işim var bilimde?” “Ben niye mücadele edeyim?” “Zaten geçmişim karanlıkmış, geleceğim de karanlık olur” diyerek kendi potansiyelini sınırlar.
Bu psikolojik kuşatma sürseydi; Alparslan’ı da, Fatih’i de, Atatürk’ü de “problemli figür” diye sunacaklardı. Nitekim bugün bunu yapıyorlar.
Çünkü bilirler ki: Bir millet ecdadını küçümserse, kendini de küçümser. Bunu başardıkları gün, ülkeyi zapt etmeye gerek yoktur; halk zaten dirençsiz hâle gelir.
Millet Ne Yapmalı? Teyakkuz Rehberi
Milletimizin alması gereken tavır üç kelimede özetlenir:
Bilinç: Tarihimizi okumak, öğrenmek, öğrenmeyene öğretmek. Çünkü bilgi en büyük savunmadır. Cehaletin karanlığında, her karalama yıldız gibi parıldar.
Birlik: Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de. Alparslan da bizimdir, Atatürk de. Fatih de bizimdir, Vahdettin de. Kim bizi birbirine düşürmeye çalışıyorsa, o kötülüğün tarafındadır.
Direniş: Yanlışa anında cevap. Yalandan hesap sorma. Toplumda kirli kampanyaları tespit edip ifşa etme. Zihnî işgale karşı uyanık durma.
Millet uyanık olursa, yüz binlerce “trol” bir avuç bilinçli insanın karşısında kuvars taşı kadar kırılgan olur.
Anahtar Kelimeler: Hafıza Tahribatı, Tarih Bilinci, Osmanlı, Cumhuriyet, Karalama Kampanyası, Psikolojik Harekât, Milli Kimlik, Birlik ve Direniş, mustafa kaplan,
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.