Toplumsal Problem -4 - Haksız Kazanç Sağlama
Toplumsal problemlerimizin bir tanesi de haksız kazanç sağlamadır. Kolay para. Haksız kazan. Görevi kötüye kullanarak yüksek kar sağlamak.
Meşru bir sebebe dayanmaksızın bir şahsın mal varlığının, başka bir mal varlığı aleyhine çoğalması demektir. Haksız kazancın meydana gelmesi için, meydana gelen çoğalmanın meşru herhangi bir nedene dayanmaması ve bu artış ile diğer mal varlığındaki azalma arasında sebep sonuç ilişkisi bulunması gerekir. Başkasına ait bir malı haklı bir sebep olmaksızın sahiplenen veya böyle bir işlem sonucu mal varlığı artan kimse, aldığı şeyi sahibine iade etmekle yükümlüdür. Malında eksilme olan kişinin de bunu talep etme hakkı vardır.
Ülkemizin artık son dönemlerde farklı bir duruma yol açtı. Haksız kazanç. Bu kazanç ile nasıl bir zarar kime verilecek.
Bana dokunmayan yılan bin mi yaşasın?
Hangi zihniyet?
Öldürülen şahsi menfaat ve zevk uğruna genç kızlar mı?
Haksız ve kolay kazanç için hayatı tehlikeye atılan kızlar mı?
Nedir bu bizim için para aşkı?
Kötülük sevdası?
Kendi ayağına diken batınca bangır bangır gazete-çarşaf dolaşma.
Peki kim sorumlu bundan?
Aslında sorun en başta eğitim de?
Anne baba eğitimi?
Okul öncesi eğitimi?
Okul sonrası eğitimi?
Bu eğitimler de sıkıntı olunca. Vicdani değerler eksik olunca başkasını düşünemez olduk.
Azcık rahat yaşamak için bu ne vurdum duymazlık?
Nerede kontrol? Nerede vicdan? Nerede yemin?
Peki biz kime güveneceğiz_
Oduncu odunları ıslatarak satarsa
Kasap kedi ve eşek eti verirse
Bakkal hesabı zamlı olarak kafasına göre verirse
Kuyumcu altına altın suyu katarsa
Sahte diploma ile meslek sahibi olunursa
Gece kondu sahibi müteahhit olursa
Liyakatsizler devlette memur olursa
Milletvekili vatan sevgisini unutursa
Öğretmenler eğitim yerine müşteri gibi öğrenci görürse
İşçi zaman doldurma için iş yerini bilirse
Anne evladına eğitim yerine sosyal medyaya takılırsa
Rüşveti , yalanı ve diğer adli suçları hafif görünürse…..
Hemşirelerin hiç mi denetlenmez olduğunda
Sosyal adaleti engelleyici bir role bürünmektedir. Kişinin kendi alın teri ile kazanması hem kendi vicdanı hem de toplumun huzuru için gereklidir. Kendi el emeği ve helal yoldan elde edilen kazanç adaletli bir sosyal yapının tesisi için de önemlidir. Adaletin kaybolduğu ve ahlaki yozlaşmanın kol gezdiği toplumlarda haksız kazancın her türlüsüne rastlanır. Böyle ortamlarda rüşvet, yağmalama, haraç, hırsızlık gibi vakalar alenen yapılır hale gelir.
İşte bunun sonu gelmez. Ve biz daha çok ağlarız.. Haksız kazanç elde etme, bireylerin bozulması ile birlikte toplumu da yozlaştıran gayri ahlaki bir yoldur.