19.04.2023 19:52:00

Temel TUNCER

              Yabancılara Taşınmaz Satışı

            Yabancılara mülk satışı son dönemlerde oldukça tartışılan oldukça yorum yapılan ve paylaşılan ulusal güvenliğimizi etkileyen bir konudur.  Yabancılara toprak satışının tarihi sürecine bakiacak olursak, bu hikayenin başlangıç zamanı 1740’lardan itibaren olduğunu görmekteyiz. Bilindiği üzere 1740’tan itibaren Osmanlı’yı adli ve idari hukuki olarak etkileyen kapitülasyonların başladığını ve bunun da Osmanlı’nın bir aciziyet ve borçlanmaya neden olduğunu görnekteyiz. Osmanlı’nın bu dönemde özellikle Lale Devri sonrası Avrupa’ya yakınlaşması bir takım yenilikler ve modern uygulamalar ve Osmanlı Hanedanının Avrupa kulübüne girebilme uğraşı yabancıya mülk satışını tetiklenmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti yabancılara emlak satın alma ve kiralama hakkını verme noktasında bir takım kararlar almıştır.1877’de başlayan Osmanlı-Rus savaşı yabancıların arazi alımlarını başlatmış özellikle Ege Bölgesi’nde tarım alanlarının büyük bir kısmının Ermeni Rum ve Yahudilerin eline geçmesine sebep olmuştur.

            27 Eylül 1914’te Avrupa devletlerinin genel hukukuna aykırı olma pahasına yabancılara verilmiş satın alma imtiyazları ve kapitülasyonlar kaldırılmıştır. Ancak Osmanlı’nın savaşa girmesi ile birlikte bunun hiçbir hükmü kakalmamıştır Tarihimizin son yüzyılda en büyük Anlaşması olan Lozan Barış Antlaşması ile kapitülasyonlar ve yabancılara verilen her türlü imtiyazlar resmen kaldırılmıştır sadece anlaşmanın oturma ve yargı yetkisi konusunda sözleşme bölümünde ise müttefik devletler ile bu devletlerin uyruklarında bulunan vatandaşlara taşınır ve taşınmaz mal edinme hakkı verilmişti ki, buna karşılıkta yabancı ülkelerde bulunan Türk tababetli vatandaşlara aynı hak verilme koşulu noktasında anlaşma yapılmıştı. 1924 yılında çıkarılan 442 sayılı Köy Yasasıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan yabancı gerçek ve tüzel kişilere köylerde arazi ve gayrimenkul satılması yasaklanmıştı Bu da yabancıların Türkiye’de mal mülk edinmesine oldukça zorlaştırılmış hatta imkansız hale getirmişti. 22 aralık 1934’te çıkarılan 2.644 sayılı Kanunla kanunun 35 maddesine uyumak şartıyla karşılıklı olmak koşuluyla yabancı gerçek kişilere taşınmaz edinme hakkı verilmişti. Bu durum 1984 yılına kadar sürmüş bundan sonra çıkarılan 3029 ve 3278 sayılı kanunlar ve bu kanuna bağlı bazı maddeler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.3026 Yasağının 35 maddesinde karşılıklı olarak koşulu şart kırılmış bunun tespitinde Bakanlar Kurulu yetkilendirilmişt. 16 Ekim 2008 yılında yapılan doğrudan yabancı yatırımlar yasası Anayasa Mahkemesi ya durdurulmuş ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Avrupa Birliği müzakereleri nedeniyle mevcut mevzuatta yumuşama esneklik ve daha çok yabancıların lehine bir takım mevzuat düzenlemeleri yapılmış  yatırımlarının önündeki bütün engellerin kaldırılması amacıyla yabancıların aleyhinde olan bütün engellerin tek tek kaldırıldığını görmekteyiz. 

            Bu düzenlemelerin çoğunun Avrupa Birliği’nin baskısı iķŕ yapıldığı tarihi bir gercektir. Öte yandan ekonomik İşlemlerde yaşanan döviz dar boğazları dövizi olan ihtiyaç dengesinin sürekli açık vermesi nedeniyle yabancılara mülk satışını artırmak ve cazip hale getirmek için Türk vatandaşlığı verilme esası getirilmiştir. Önce 250 bin dolar iken yapılan tartışmalar sonucunda 450.000 dolara çıkarılmıştır Daha sonra yapılan bir takım değişikliklerle de Büyükşehir Yasası köy tüzel kişiliğini iptal etmiş Tapu Kanunu değiştirmiş ve Mera kanunu yabancıların taşınmaz satışı özellikle istismar edilmiştir. Yabancılara arsa satışı özellikle büyük proje olarak ortaya atılan Kanal İstanbul Projesi ile kamuoyunda Bir hayli tartışılmış özellikle Körfez Sermayesinin Bu proje alanlarında çok büyük arsalar aldığı dilden dile getirilmiş son dönemde ise 6302 sayılı kanunun 35 maddesi uyarınca yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz satın almasında karşılık şartı uygulaması sona erdilmişti Bu nedenle yeni düzenleme ile yabancılar 30 dönüme kadar taşınmaz elde edebilirlerken hatta bu Bakanlar Kurulu kararıyla uygun görülen yerlerde 600 dönüme kadar izin verilebilir n oktasıne gelmiştir.

             Gelelim yabancılara taşınmaz satışını yaratacağı veya yaratmış olduğu genel sorunlara bir göz atalım. Bunlardan en önemlisi tapu senetleri ile el değiştirilmesi mevzusudur ileride mülk satışı yoluyla evden çıkan bu toprakların geri alınması mümkün olmayacağı ve kamulaştırılsa bile bu ülke vatandaşlarının vatandaşlık bağıyla ait olduğu ülkelerde sorun oluşturacağı aşikartır. Günümüzde yabancıların lokal olarak belli yerlerde toprak edinmesi ve bu insanların buralara toplanmasını engellemek için bir takım kısıtlamalar mevcut olsa bile konu kontrol edilemez bir noktaya gelmesi yakındır. Ancak Avrupa Birliği ve ABD vatandaşlarının bir takım vakıflar ve örgütler ile çok düşük faizlerle kredi verilerek yabancıların Türkiye’de toprak alımı aslında ileride milli güvenlik sorununu tetikleyebilecektir. İkinci sorun  ise özellikle otoriter rejimlerden kaçan büyük servete sahip yabancıların Türkiye’de vatandaşlık almak suretiyle geniş çapta konut aldığı ve buralarda ikamet ettiği görülmektedir. Bu durum da toplumda sanki aşırı göç almış bir toplum psikolojisi oluşturmaktadır. Özellikle İstanbul’da yabancıların sürekli konut aldı yerlerde çok fazla yabancının görünme nedeni budur. Yabancılara mülk satışının yaratacağı diğer bir sorun ise konut fiyatlarının aşırı yükselmesine sebep olmalarıdır. Sadece konut satın almalar nedeniyle verilen vatandaşlık konut fiyatlarını tırmandırmaktadır Yabancılara satılan ve  vatandaşlık karşılığında verilen konutların satın alma süreçlerinde bir takım anlaşmazlıklar suistimaller olmakta olup, bunların mahkemeleri intikal ettiği görülmektedir Özellikle Türkiye’ye gelmeden vekaletname ile verilen yetkilerle yapılan anlaşmalar tarafında bir takım kayıplara neden olmaktadır 

            Diğer taraftan bana göre yabancılara vatandaşlık karşılığı yapılan konut satışlarında En önemli sorun ülkelerinde suça bulaşmış ve ülkelerin terk etmek isteyen bazı vatandaşların hiçbir kontrole tabii tutulmaksızın bitirilmesi ve vatandaşlık verilerek Türkiye’de her türlü yasal hakka oluşturulma kavuşturulma sorunudur. Bu durum ileride olabilecek iş karışıklıklarda yabancı zararlı dernek ve vakıflarca birleşerek neler yapılabileceği noktasında ciddi bir kaygı oluşturmaktadır. Bazı devletler ise Türkiye’ye güvenlikte zaaf oluşturmak ve iç işlerini karıştırmak ve yönlendirmek amacıyla ikamet edebilecekleri Kamu Güvenlik Birimlerince bilinmektedir.. Yabancıların  Türkiye’de yüksek miktarlarda  yaptıkları lüks alışverişler harcamalar aslında zor durumda olan halkın bunlara karşın psikolojik karşıtlık geliştirilmesine sebep olmaktadır. 

            Kısacası tarihi süreci anlattığımız ve yaşanabilecek sorunları hatta yaşanmakta olan sorunları anlattığımız bu yazımızda yabancılara taşınmaz satışının tekrar gözden geçirilmesinin toplumumuz için sağlıklı bir durum oluşturulacağı kanısındayız Hepinize Saygılar sevgiler Sunuyorum,


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.