25.09.2024 20:54:00

190

Nezir Karayün

Balcıoğlu, Bu Sorulara Cevap Verebilir mi?

Silivri’de Huzur ve Barış Tehdidi; Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun Eleştirileri Ne Kadar Yerinde?

Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Hakkı Damat'a yönelik sert eleştirileri gündeme damgasını vurdu. Başkan Balcıoğlu, Damat'ı partizan ve ayrıştırıcı tutum sergilemekle suçlayarak, Silivri’deki barış ve huzur ortamını tehdit ettiğini belirtti. Ancak bu suçlamaların ardında yatan nedenler ve Balcıoğlu’nun açıklamalarındaki bazı çelişkiler, dikkatle incelenmesi gereken soruları da beraberinde getiriyor.

Partizanlık ve Ayrıştırıcılık İddiaları Neye Dayanıyor?

Başkan Balcıoğlu, Milli Eğitim Müdürü Damat'ın partizan bir tutum sergilediğini öne sürüyor. Ancak bu partizanlık iddialarının somut dayanakları net bir şekilde açıklanmış değil. Bir devlet memuru olan Damat, eğitim sisteminin tarafsızlığına ve hizmet odaklı yaklaşımına sadık kalmak zorundadır. Bu çerçevede Balcıoğlu’nun, müdürün “partizan ve ayrıştırıcı” olduğunu ifade ederken neye dayanarak bu ithamları yaptığı merak konusu.

Bir Devlet Memuru Silivri'deki Barış Ortamını Nasıl Tehdit Edebilir?

Belediye Başkanı’nın, bir devlet memurunun ilçedeki barış ve huzur ortamını tehdit edebileceği iddiası oldukça ağır. Burada sorulması gereken temel soru şu: Bir eğitimci, görevini yerine getirirken barışı ve huzuru nasıl tehdit edebilir? Eğer bu tehdidin sebebi olarak gösterilen durum, sadece belirli bir siyasi partinin etkinliğine katılmadığı içinse, bu durumda suçlamaların objektifliği sorgulanmalıdır. Bir devlet memurunun, görev sınırları çerçevesinde bağımsız hareket etme yetkisi vardır ve yalnızca belirli talepler karşılanmadığı için tehdit olarak algılanması yersiz değilmi?

Halkın İradesi Nasıl Yok Sayıldı?

Balcıoğlu, Müdür Damat’ın halkın iradesini yok saydığını ifade ediyor. Ancak burada açıklığa kavuşturulması gereken bir konu var: Halkın iradesinden kast edilen nedir? Devletin bir memuru, halkın genel çıkarlarını gözeterek hareket ederken sadece bir belediye başkanının istediğini yapmadığı için mi halkın iradesini yok saymış oluyor? Yoksa bu suçlama, Başkan Balcıoğlu’nun kendi siyasi perspektifi doğrultusunda mı şekilleniyor? Bir kamu görevlisinin görevi, yerel idarecilerin değil, tüm halkın menfaatini gözetmek olduğuna göre, bu eleştirilerin gerçek anlamını sorgulamak gerekmiyor mu?

Çelenk Törenine Kasıtlı Gecikme İddiası Nedir?

Balcıoğlu, Milli Eğitim Müdürü’nün, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı açılışı için düzenlenen çelenk törenine kasıtlı olarak geç geldiğini ve bu nedenle öğrencilerin güneş altında bekletildiğini söylüyor. Ancak aynı saatlerde CHP'nin 101. Yıl dönümü etkinliğinin de aynı alanda gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulmalı. Bu durum, müdürün kasıtlı bir gecikme yapmadığını, belki de siyasi etkinlikten kaynaklanan karmaşadan ötürü bu gecikmenin yaşandığını düşündürebilir. Ayrıca, böyle bir olayda kasıt aramak ne kadar doğru olur?

Siyasi Etkinlikler Ve Eğitim Törenleri: Çocukların Siyasete Alet Edilmesi?

Başkan Balcıoğlu, çelenk törenine geç gelmenin öğrenciler açısından bir mağduriyet yarattığını ifade ediyor. Ancak burada kritik bir soru ortaya çıkıyor: Aynı saatte bir siyasi partinin etkinliği gerçekleşirken, çocukların bu siyasi etkinliğe dahil olması doğrumudur? Bir belediye başkanının, çocukları siyasi etkinliklere katılmaya zorlamak yerine tarafsız bir kamu görevlisi olan Milli Eğitim Müdürü'nün planlamasına güvenmesi daha yerinde olmaz mıydı?

Kamu Görevlisine Yönelik Sert Eleştiriler, size yakışıyor mu? Bu Sınırı Aşmak Mı?

Başkan Balcıoğlu, Müdür Damat'ı, kendisine kayıtsız kalmakla suçluyor ve “Bir devlet memurundan beklenmeyecek bir ilgisizlik ve umursamazlık gösterdi” diyor. Ancak burada devlet memurundan ne bekleniyor? Bir devlet memurunun, bir belediye başkanını görünce "hazır ol" vaziyetine geçmesi mi beklenir? Yoksa görevine odaklanmış bir şekilde bağımsız hareket mi etmelidir? Belediyecilik, halkın seçilmiş temsilcisi olmayı gerektirir, ancak bu, kamu görevlilerine direktif verme yetkisini kapsar mı?

Silivri Halkının İradesini Yok Saymak Lüks Mü?

Balcıoğlu, “Silivri halkının iradesini yok saymak gibi bir lüksünüz olamaz, buna asla müsaade etmeyeceğim” diyor. Burada vurgulanması gereken nokta, bir devlet memurunun görevini yaparken belirli bir gruba veya kişiye hizmet etmek gibi bir lüksünün olmamasıdır. Ayrıca, İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak göreve yeni atanmış bir kişinin, henüz tam anlamıyla halkla kaynaşmadan böyle ağır suçlamalarla karşı karşıya kalması ne kadar adildir? Müdür Damat’ın halkın iradesini yok saydığına dair somut bir kanıt olmadan bu tür açıklamalar yapmak, kişisel bir hesaplaşma mı yoksa objektif bir eleştiri mi?

Sonuç: Siyasetin Gölgesinde Eğitim Yönetimi

Sonuç olarak, Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’nun, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Hakkı Damat’a yönelik bu eleştirileri, kişisel bir anlaşmazlık mı yoksa eğitim politikasıyla ilgili gerçek bir endişe mi içeriyor? Bir belediye başkanının, devlet memurlarına yönelik bu tür açıklamalar yapması, eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, hem Silivri halkının hem de kamuoyunun dikkatle izlemesi gereken bir durumdur. Devletin memurları, hizmet ederken siyasi baskılardan bağımsız hareket etmeli, kamu yararını ön planda tutmalıdır.

Silivri belediye başkanı Bora Balcıoğlu, yaptığı yersiz eleştirilerini kendilerine yakın olan tüm basın ve sosyal mecralarda yayınlatarak, devletin memurunu yıpratma politikası değilimdir. Bu konuda yeniden bir basın açıklaması yaparak kamuoyunu aydınlatması gerekmektedir. Bu bir linç girişimi değilmidir?


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.