24.01.2016 11:01:17

Ercan BAŞ

 TC ADALET BAKANLIĞI , AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI , ADALET KOMİSYONU VE AİLE KOMİSYONU ÜYELERİ ' ne ACİL ÇAĞRIMIZDIR.

Uygun görürlerse kendilerinden acil randevu talep etmekteyiz..
A- Bizler Kimleriz ? Kimleri temsil etmekteyiz ?
Boşanmış insanlar ve aile platformu yoneticileri ve üyeleriyiz.
Bizler, boşanmak zorunda kalmış ya da bırakılmış, yasa ve uygulama mağduru insanlar ve bu insanların yakınlarıyız. Kimimiz çocuklarını sadece icra kanalıyla görmek zorunda bırakılmış, kimimiz ekonomik koşullarımızın ağırlığı nedeniyle icra yasasından dolayı yıllar boyu evlatlarımızın yüzüne, kokusuna hasret bırakılmış, çocukları gösterilmeyen, yürekleri yaralanmış babalar, kimimiz gelirimizle orantısız ağır iştirak nafakaları yüzünden hayatını çok ağır şartlarda sürdürmeye çalışan, zaman zaman işsiz olduğumuzdan nafaka borcumuz yüzünden hapis cezası çeken babalarız. Kimimiz torunlarımızı öpüp koklamaya hasret kalmış gözü yaşlı babaanneler, anneanneler, dedeleriz. Kimimizse eşit kusurlu olmasına rağmen ömür boyu nafaka mahkûmlarıyız. Hatta çok kısa süre evli kalmış ve çocuksuz olup , yıllar boyu süresiz yoksulluk nafakası ödeyenleriz. Tüm acılarımızın ortak paydamız olduğu,uğradığımız haksızlar karşısında bir araya gelen ve duyarlılık ve farkındalık oluştukça her geçen gün üye sayısı artmakta olan mağdur platformlarımızın, yaralarımıza çare aramak üzere birbiri ile dayanışma halinde olan kadın, erkek üyeleriyiz. Öyle ki; grubumuzda çocuğunu icra ile görmek zorunda bırakılmış, buna rağmen çocuğu gösterilmeyen, yıllar boyu yavrusuna hasret annemiz de mevcuttur.
Cinsiyet ayrımcılığına karşı ,kadın erkek eşitliğini savunan,yasalarda eşitlik isteyen ,insan odaklı düşünen, sorgulayan, araştıran, ve sorunların çözülmesi için önce nedenlerine inip ,bu nedenlerin ortadan kaldırılıması gerektiğini düşünen insanlar grubuyuz.
B-Yakın tarihimizde kadın mağdur edildi. Bu durumu öncelikle kabul etmek zorundayız. Çünkü 'Anadolu kadını' dediğimiz şefkatli, verici, sevecen, çok yorulan, yıpratılan ciddi sayıda bir insan var. Ve bu insanlar kendilerine fazla değer vermeyen eşleri tarafından mağduriyetle yaşatıldılar uzun yıllar.
Kadının mağduriyeti son bulsun istendi ve medeni hukukta ciddi değişiklikler yapıldı. Kadının korunmasına hedefleyen bu değişiklikler, kadın mağduriyetini ortadan kaldırmadığı gibi erkek mağduriyetini ortaya çıkardı! Evet, yanlış anlamadınız! Şimdi erkekler mağduriyet yaşıyor! Çünkü, kadını koruyacağız derken ayarlar iyice kaçtı.Bu defa haksızlığa uğrayan erkek sayısı artış gösterdi.Öyle bir algı yaratıldı ki medyada, sosyal medyada ,bakıyorsunuz sanki tüm kadınlar masum melek,tüm erkekler zalim, kötü. 
C- AŞAĞIDAKİ SORULARIMIZA CEVAP ARIYORUZ..
1- Bu devlette vatandaş kavramının içinde ERKEKLER de yer alıyor mu?
Bu ülkede erkeklerin ne kadar hakkı var ? Mavi nüfus cüzdanı taşımak suç mu? Ya da evlenmek ve boşanmak suç mu ? Kadın boşanmak istese de sadece erkek mi suçlu her zaman ? Tüm ERKEKLER hep kadını ezmek isteyen , şiddet uygulayan cani yaratıklar mı yoksa bu ülkede ?
2- Bu ülkede eşitlik ilkesi adı altında hazırlanan kanunlarda eve bakmakla yükümlü olan taraf neden erkek? Boşanmada kusurların eşit olması durumunda neden cezalandırılan erkek? EŞİT KUSUR durumunda dahi, ömür boyu nafaka mahkumu yapılarak tüm hayatı ipotek altına alınan neden erkek ? Kısa süreli ve çocuksuz bir evlilikten eşit kusur kararı ile boşanıp ömür boyu nafaka ödemek zorunda kalan neden erkek ? Çocuğu, çocukları varsa çocukları gösterilmeyen ,kendisinden soğutulan, çocuğunu İCRA ile görmek için uğraşan ,icra parasını yatırdığı halde çocuğu kendisinden kaçırılan neden çoğunlukla erkek ? 
Kendisi ile üçüncü evliliğini yapmış bir evlilik tacirine ki bu kadınla birlikte yaşama imkanı varken kendi ve onun onuru adına nikah yapmış sonra kadının maddi beklentilerine yetişemediği için aşağılanmış ve kadının evi terk etmesiyle sonlanmış evlilikte , bu genç çocuksuz sağlıklı ve çalışabilecek durumda ama çalışmayan ya da çalışmıyor görünen kadına beş yıldır nafaka ödeyen ve daha kaç yıl ödeyeceğini bilmeyen [eşit kusurlu ] gençten haberiniz var mı ? aile mahkemeleri tarafından sırf pozitif ayrımcılıkla eşit kusurlu olmayan erkeği de eşit kusur durumuna getirildiğinden,hatta genellikle yalancı şahit ve iftiralarla hep kadın mağdur ,ezik algılarıyla ağır kusurlu duruma getirildiğinden haberiniz var mı ? 
3- NAFAKA HAPSİ yüzünden bir kaç kez hapse giren ,çıkınca faizi ,avukat ,icra ve mahkeme masrafları yüzünden cinnet geçiren ,işsiz erkeklerden haberiniz var mı ? Oğlu hapse girmesin diye sırf eşit kusurlu diye kısa süreli evli kaldığı genç, çocuksuz kadına ömür boyu nafaka mahkumu uğradığı yasal haksızlık ve adalete güvensizlik duygusunu kaybedip psikolojik tedavi gören oğlunun nafakasını emekli maaşıyla ödeyen annelerden haberiniz var mı ? Ya da maddi durumu elvermeyip mahpus yolu gözleyip göz yaşı döken analar, kız kardeşler kadın değil mi ? 
4- SÜRESİZ NAFAKA adı altında eşitlik ilkesi ile hiçbir bağı olmayan gelir kapısı nedeniyle boşanmaların arttığından haberiniz var mı? Boşanmış kadınların Aile Mahkemeleri kararları ile alınan nafakalar sonucunda nasılsa asgari ücretten fazla gelirim var neden çalışayım dediklerini biliyor musunuz? Keza bu kadınları nikahsız yaşayıp eski eşinden ömür boyu katkı payı sağladığından da haberiniz var mı?Gençlerin bu yasa yüzünden evlilikten soğuduğundan, evlenmeyi düşünmediklerinden bilmem haberiniz var mı ? Ya da Yakın zamanda bir çok gayri meşru çocuk doğacağından haberiniz var mı ? 
5- Çocuğu ile hiçbir problemi olmamasına rağmen ORTAK VELAYET verilmeyerek babalık yapma hakkı elinden alınan neden genellikle erkek?
Aile mahkemelerinde somut kanıtları ve tanık beyanları hiçe sayılan neden erkek? Kazancının ve gelecek kazançlarının neredeyse yarısından fazlasını boşandığı eşine yeni evliliğinin çeyiz parası ödettirilmek zorunda bırakılan neden erkek? Çocuğu mahkeme kararı ile dahi göremeyen ve sanki bir malmış gibi haciz ettirmeye mecbur bırakılan neden erkek? sonucunda neleri yapmasının hak olduğu düşündüğünü biliyor musunuz? Çocuğunu baba gibi değil de uzaktan bir akraba gibi yılda yalnızca 3 gün görüp kendini değil de resmini öperek çocuklarını uyutmuş hissettiklerini biliyor musunuz ?
 
6- ÇOCUK HACZİ ile çocuğunu almayı başarabilen babaların açtığı davalarda neden kadına hiç ceza verilmiyor? Kadının muhtaç olduğu düşüncesi ile boşanma sonrası soyulup soğana çevrilerek yeni bir hayat kurma, nefes dahi alma şansı elinden alınan neden erkek? Mademki kadının erkeğe ihtiyacı var o zaman nasıl eşit oluyorlar? Babaların maaşlarının her ay büyük kısmının ÇOCUK HACZİ için gittiğinden haberiniz var mı ? Bu paralar bunun yerine o çocuklara harcansa fena mı olur ? 
Kadın ve erkek aslen eşit değil de birbirini tamamlayıcı eşler olmasın sakın? Eşit olan görevler toplamı olması gerekmez mi? Görevleriniz ayrı ancak görev toplamlarınız eşit çünkü siz tamamlayıcı unsurlarsınız demek daha akılcı bir çözüm olmaz mı? Eğer ki bu sorularımın yersiz olduğu düşünülüyor ise bana aile mahkemelerinde dava kazanan erkeklerin, dava kazanan kadınlara oranını da söyleyebilir misiniz? Yok, eğer pozitif ön eki takılarak sempatik gösterilmeye çalışılan ayrımcılığın (eziciliğin) doğru olduğunu düşünüyorsanız, bunun neticesinde Aile Mahkemesi kararları ile parasal olarak bitik hale getirilen erkeklerin, yeni eşi, annesi, kızkardeşleri vb. kadın değil midir ? 
7- Kadınların yaşamak için bu NAFAKAYA ihtiyacı var derken nafaka ödeyebilmek için çocuğunu görmeye para ayıramayan babaların çocuklarının yetim gibi büyütülmek zorunda kalması hiç mi önemli değil? Toplumdaki psikolojik patlamanın ve boşanma sayılarının hızla artış sebebinin, pozitif ön ekli ayrımcılığın (eziciliğin) neticesinde sen daha üstünsün denilen kadınların artık erkeği ezebilirim düşüncesine inanmaları ve kadınlar tarafından ezilmeyi gururuna yediremeyen erkeklerin psikolojik tepkileri olduğunu bilmenizi isterim. Geçmişi mahvolmuş bir erkeğin geleceğinin de yasal destekle yok oluşunun neticesinde neleri düşündüğünü biliyor musunuz?
8-Kadının tek tanığının çelişkilerle dolu ve aksi somut olarak ispat edilecek beyanının, erkeğin tanığından ve somut delillerinden üstün olduğunu gördüğümüz pek sayın mahkemelerinize neden erkekleri de alıyorsunuz? Doğrudan kadın haklıdır diyerek çözüm bulmak daha kolay değil mi? Kadınların boşanma davası açarsam nasılsa ben kazanırım çocuğu da göstermem diyerek erkekleri tehdit ettiğinden haberiniz var mı?
9- Bu ülkedeki cinayetlerin sadece cinsiyet sebebiyle mi gerçekleştiğini sanıyorsunuz? Sakın bu azınlık cinayetler bu kadını korumak ve pozitif ayrımcılık adına ayarları kaçmış yasalar ve uygulamalar sonucu olmasın? Ayrıca cinayet yerine intiharı seçen erkeklerin sayısının bu cinayet rakamlarından çok daha fazla olduğunu da biliyor musunuz? Bir dengesizlik yok mu sizce ? 
10- nafaka hapsi yüzünden bir kaç kez hapse giren ,çıkınca faizi ,avukat ,icra ve mahkeme masrafları yüzünden cinnet geçiren ,işsiz erkeklerden haberiniz var mı ? Oğlu hapse girmesin diye sırf eşit kusurlu diye kısa süreli evli kaldığı genç, çocuksuz kadına ömür boyu nafaka mahkumu uğradığı yasal haksızlık ve adalete güvensizlik duygusunu kaybedip psikolojik tedavi gören oğlunun nafakasını emekli maaşıyla ödeyen annelerden haberiniz var mı ? Onlar KADIN değil midir ? 
11-çocuğuna aylar ,yıllar boyu hasret bırakılmış, parası yoksa haciz dahi yaptırmayıp çocuğunun fotoğrafı elinde ,gözyaşlarını içine akıtarak uyuymaya çalışan babalardan haberiniz var mı ? Ya da şehit oğlunun ismini ,diğer oğlunun evladında yaşatmak isteyen ,oğluyla boşandıktan sonra üçüncü evliliğini yapmış velayeti annedeki torununu görmekten kadınca intikam ve vicdandan nasibini almamış ticari bir zihniyet tarafından bir mahrum bırakılan bir şehit anasının yüreğindeki acıyı hissedebiliyor musunuz ? O KADIN değil mi ? 
12- boşanma davalarında bazı vicdan yoksunu avukatlar tarafından kadına erkeği soymak,süründürmek adına her türlü iftirayı mübah kılan, form halinde iftira dilekçelerinin imzalatıldığından ve bir çok aile mahkemesi tarafından bu dilekçelerin dikkate alındığından haberiniz var mı? Boşanmaktan vazgeçip ' bunu bana avukat imzalattı ' diye itirafta bulunan kadınlar olduğunu biliyor musunuz? 
13- eşiyle en ufak bir tartışmada, bu yasaları bilen kişilerin verdiği akılla karakola koşan, eşini evden uzaklaştıran kadınlar ve gidecek hiç bir yeri olmayıp sokakta kalan erkekleri biliyor musunuz ? Bunların hepsi cani ruhlu ,katil ruhlu ve kötü mü ? 
Bunun yerine kadın ve erkeğin ilk olarak başvuracağı terapistlerden oluşan uzlaştırma komisyonları olması ve eğitim gerekmiyor mu karakola gitmeden önce çok çok istisnai durumlar dışında ? 
14- evinin geçimine en ufak bir katkısı olmayan, her şeyi kocasında bekleyen, bütün günü dizi ve evlilik proglamları izlemekle geçiren, dizideki renkli ve zengin hayatlara özenip kocasını geliri düşük diye aşağılayan ve hayatı zehir eden kadınlardan haberiniz var mı ? bu ülkede kadın erkek eşit ise neden herşey erkekten beklenir ? Daha nişan düğün aşamasında bile maddi olarak çok şeyden neden erkek sorumludur ? Kız vermek, kız almak ne demektir ? maddi vaadler ya da parayla mal almak mıdır ? Evlenirken ev kurmanın bütün yükü erkeklerin üzerinde. Ev kuracak, eşya alacak, nişan, düğün masrafı, geline takılacak takılar...Bunları erkek karşılıyor. Sonra gelin hanım üç beş ay sonra kocadan memnun kalmıyor ve ayrılmak istiyor. 'Romantik değildi, annesine çok gidiyordu, falan filan...' Önemli sebeplerle boşanan kadınlar da var tabii ki fakat böyle saçma sapan sebeplerle boşanan kadın da çok. 
15- Bu yasaların kadın olsun erkek olsun kurnaz ve fırsatçı kişiler tarafından kullanıldığından , gerçekten mağdur, ezilen çalışan kadına faydası olmadığından, bazı kişiler tarafından intikam ve ticari amaçlarla kullanıldığından , kötü niyetli erkeğin ne yapıp edip,bir yolunu bulup kadını sindirip korkutup çocukları için dahi beş kuruş isteyemez hale getirdiğinden, bunun yanı sıra fırsatçı ,ticari düşünen kötü niyetli kadının ise yasaların kendilerine verdiği bu hakları kullanarak gerçekten kanun, yasa dışında hareket edemeyen ,düzgün erkeği mağdur ettiğinden haberiniz var mı ? Özetle bu yasaların gerçek mağdur ve ekmeğini kazanıp çocuklarına bakmaya çalışan kadına faydası var mıdır ? 
16- çocukların intikam aracı haline dönüştürülerek sırf kişisel intikam duyguları ya da erkekten nafaka ödediği halde daha fazlasını koparırım adına ,' çocuğu göstermem' diye tehdit edildiğini, istekleri karşılanmaz ise görüşme günlerinde ,hatta icra yaptığı halde çocukları kaçırdığından haberiniz var mı ? Ya da baba her gün inşaatların tepelerinde çalışıp, hem nafakasını, ayrıca tüm okul masraflarını ödediği halde , her görüş gününde kıyafetlerini aldığı halde babasına gönderirken en eski kıyafetleri ve en eski ayakkabılarıyla babasına gönderildiğinden ve sosyla medyada lüks mekanlarda , kendi tatil fotoğraflarını paylaşanlardan ve babanın gelir düzeyini aşan nafaka taleplerinden ve nafaka harici yapılanlardan da haberiniz var mı ? Zaman zaman işsiz kalıp nafaka ödeyemediği için borçları biriken ve hapse giren inşaat ustası babanın bu duruma düşmesinin eski eşinden olan çocuklarını ve şimdiki eşini ne hale getirdiğinden haberiniz var mı ? Ya da eşini hapisten kurtarmak için bu borçları ödeyen ,asgari ücretle çalışan kadın, kadın değil mi ? Sendrom'lu yığınlarla çocuktan haberiniz var mı ? 
17- 27 yaşında meslek sahibi bir oğulun , üstelik bir baroya kayıtlı avukatın çalıştığı halde kendini gönüllü çalışıyor gibi göstererek yüksek lisan yapıyorum diye emekli babasına açtığı nafaka davasından ve babasından nafaka aldığından haberiniz var mı ? 
18- karısı tarafından kaçırılan kızını 8 yıldır göremeyen ,kızının şu anki genç kız halini bilmeyen ,Türkiye sınırları içinde kızını yıllardır çocukluk resimleriyle , kızını arayıp bulamayan babadan haberiniz var mı ? 
19- beş,altı ay evli kalıp az kazanıyor diye ( çalışmayan )karısı ve karısının ailesi tarafından sürekli aşağılanıp terk edilen ve eşit kusurla kadına ve bu evlilikten doğan çocuğuna , her gün yerin altına girip çıkan, ve maaşının bir bölümünü nafaka olarak her ay ödeyen ve ' çocuğuma verdiğim helali hoş olsun,O benim çocuğum ,elbet çalışacağı, çocuğum için çalışacağım, çocuğuma bakacağım ama bana hayatı zehir eden, beni sürekli aşağılayıp terkeden kadına önür boyu nafaka mahkumu olmam bana çok dokunuyor ' diyen ve çocuğu görebilmek için mücadele veren Soma' lı maden işçisinden haberinİz var mı ? Bu işçinin yıllar boyu kazanıp düğün,ev açma vs gibi şeylere dünya kadar para harcadığından ve boşanma davasına dünya kadar para harcadığından ,yerin altına girip çıkıp tüm kazandıklarını bunlara harcadığından haberiniz var mı ? 
20- İş bulamayan ve yığınlarla borçlanan,gerek iştirak,gerek süresiz nafaka yüzünden sürekli üç ay tazyik hapis cezası ile cezalandırılan , cinnet noktalarına gelip intihar etmeyi düşünenlerden, ya da eski karısını öldürmeyi düşünenlerden haberiniz var mı ? İnsanların gece gündüz çalışıp sonuçlarında yine mağdur, hep mağdur oldukları bu davalara icralara yığınla paralar harcandıklarından haberinİz var mı ? 
21- Genç yaşta evlenip , kendisi ile hiç bir hukuki ,manevi bağı kalmadığı, ortak çocuğu dahi olmadığı kadına nerdeyse 7 yıldır süresiz nafaka adı altında nafaka ödemeye çalışan,işsiz kalıp ödeyemediğinde hapse giren , bir daha evlenemeyen , hayatına konulan bu ipotek yüzünden üniversite mezunu olduğu halde mesleğini icra edemeyen ,yasalar tarafından eşit kusurlu diye mahkum edilen devlete,adalete ,kadına güvensizlik sendromuyla psikolojik tedavi gören genç insanlardan haberiniz var mı? Bunlara her yıl nafaka arttırma davası açıp, dava sürecinde adres değiştiren, çalışmıyor görünen , çok mağdurum diyen ama sosyal medyada lüks mekanlarda ,tatillerde fotoğrafları mevcut olan kadınlardan haberiniz var mı ? Bunları görüp çaresizlik içinde hiç bir şey yapamayan hayatları sosyal devlet, sosyal yardımlaşma adı altında ipoteklenmiş bu insanların , o insanların analarının neler hissettiklerini anlayabilir misinİz ? Bu yüzden kendilerini bir yerlerden atmayı düşünen gençlerden haberiniz var mı ? 
22- Keyfi olarak açılan bu nafaka arttırma davalarında , nafaka on lira dahi artsa karşı tarafın avukat masrafları ve mahkeme masraflarının bu insanlara ödetildiğinden haberiniz var mı ?
23- Babasının işyerinde çalışıp kendisini sigortasız gösterip çalışmıyor gösteren kadına, hem de çocuğuna toplam ayda 750 lira nafaka ödeyen bir öğretmen bir daha evlenebilir mi ? Ya da bu durumda bir insanla evlenecek kadın var mıdır ? Üstelik kadının ailesi tarafından saldırıya uğrayarak 72 yeri dikişli bir erkek bu kadına neden nafaka ödemeli ? Sadece çocuğuna ödemesi gerekmez mi ? Üstelik evini vermiş, haksızca,iftiralarla tazminata mahkum edilmiş ..Bunlar yetmiyor mu ? 
24- Yaşlı kayınvalidesi ve kayınpederi ile aynı binada ama farklı kendilerine ait olan dairede oturan ev kadını eşini ille buradan taşınacağız, başka yerde ev kiralayalım diye ikna edemeyince neden çocuklarını alıp evi terkeder ve boşanma davası açıp bir yığın taleplerde bulunur ? 
25- Doğum yaptım diye bir haftalığına geçici olarak babasının evine gidip, sonra eşine ille ailemle aynı apartmanda oturacağız diyerek direten ,bunu kabul etmeyen ve evine dönmesini isteyen eşinden kadın neden boşanmak ister ? Yeri eşinin yanı değil midir? Ya da bu şekilde mi ikna edilir eş ? Bu davalar neden hep kadın lehine sonuçlanıp bu kadınlar ödüllendirilir..
26- Erkeklerin boşandıkları eşlere süresiz nafaka vermesi konusu: Anayasadan 'Erkek evin reisidir.' maddesi kaldırılmışken, erkeğin geleneksel rolleri kabul edilmezken, erkeğin üzerindeki geleneksel yükleri neden almıyorsunuz? Hakların alınıp, yüklerin bırakılması adil midir? Neden evliliğin ve boşanmanın bütün yükünü erkekler çekmektedirler.'Erkek evin reisi değilse' neden ailenin masraflarını üstlenmek zorunda olsun? Erkek kira ödemekte zorlansa hanıma 'annemlerle oturalım' dese bu kadın için haklı boşanma sebebi oluyor. Çünkü erkek eşine ayrı ev açmak zorunda kanunlarımıza göre. Evin reisi sayılmayan adamın, neden böyle bir sorumluluğu olsun ki? Eşitlik varsa erkek ev işlerine yardım etsin, kadın ayrı ev açsın kocasına.Boşanma durumunda da yük yine erkeğin üzerinde. 'Erkek aile reisi değilse' boşandığı kadına nafaka vermesi anayasaya aykırı değil midir? Üstelik boşanmayı kadın istemişken. Boşanma durumunda çocuk varsa ve çocuk annede kalacaksa, çocuğu için baba elbette nafaka verecek; fakat pek çok erkek çocukları için ayrı, boşandığı eşi için ayrı nafaka ödemek zorunda kalıyor. Nedenini açıklayabilir misiniz ?
27 - Bir kadın, iki ay gibi kısa zaman bile evli kalmış olsa boşandığında, başka biriyle resmi bir evlilik yapmadığı sürece eski kocasından ÖMÜR BOYU NAFAKA alabiliyor. Nerde eşitlik? Erkek işsiz olsa bile nafaka ödemekten kurtulamıyor ve hapis cezası alıyor. Kadınlar ise çalışıyorsa bile kocalarından nafaka alabiliyor ve boşandıklarında kocalarına nafaka ödemek zorunda bırakılmıyorlar. Eşitlik ilkesine göre burada büyük bir haksızlık ve adaletsizlik yok mu? Cezaevlerinde nafaka ödeyemediği için yatan kaç erkek var? Bunların açıklanması gerekmiyor mu ? 
28-Evlenmenin olduğu gibi , Boşanmanın bütün yükü de erkeğin üzerinde. Belki de bir gün bile ona mutluluk vermemiş bir kadına, ömür boyu nafaka ödeyecek, kazancını paylaşacak. Kanun yolu ile kölelikten başka nedir ki bu? Belki düğün masraflarının bile kadından tahsil edilmesi gerekirken, bir de erkeği ömür boyu o kadına bakmak zorunda bırakmanın neresi eşitlik? Boşanan kadının durumu ise daha iyi. Büyük ihtimalle ailesinin yanına gidecek, o zaman babası ya da erkek kardeşleri bakacak. Veya yeniden evlenecek kocası bakacak. Eski kocadan nafaka almaya devam etmek için nikâhsız bir beraberlik ya da dini nikâhla evlenerek masraflarını karşılayacak başka bir erkek bulan kadın sayısı da az değil bu arada. Erkek ise yeniden evlenmek için bir kez daha masrafa girecek, bir yandan da eski karısına para gönderecek. Yani iki kadına birden bakmak zorunda kalacak. İlk karısına nafaka ödediği için, belki ikinci eşi ile maddi sorunlar yaşayacak. Bu arada anne babasının durumu iyi değilse onlar da yardım bekleyecekler, erkek ya. Erkeğin ikinci evliliği de iyi gitmedi ondan da ayrılmak zorunda kaldı ne olacak? İki kadına nafaka ödeyecek, varsa çocuklarına nafaka ödeyecek derken bitti bu adam. Bir daha evlenemez. Günümüzde erkekler evlilikten kaçınıyorlar, bu sebeplerden olabilir mi?
29- Ülkemizde her yıl binlerce çiftin boşandığı gerçeği var olduğuna göre, boşanmalarda erkeklerin de zarar görmemesi için çalışmalar var mı ? bu erkekler tekrar nasıl evlenebilsinler ? Ayrıca boşandığı belki de nefret ettiği kadına her ay para göndermek zorunda kalacak bu erkeklerin akıl sağlığını korumaları, eski eşleri ve toplum için potansiyel tehlike olmamaları için, boşanılan eşe verilen nafaka konusunda mutlaka bir şeyler yapılması gerekmiyor mu ? Her yıl boşanmalarla binlerce, artan bir erkek sayısı var. Bu konu aileler ve toplum sağlığı için çok önemli değil midir ? 
30- Bir diğer konu da, Anne ya da babadan kalan maaşlar konusu. Anne-baba öldüğünde bekar ya da dul kızları onların maaşını ömür boyu alırken, erkek evladı işsiz de olsa anne baba maaşından faydalanamıyor. Bunun neresinde eşitlik var? Pek çok evli kadın resmen boşanarak eşleri ile yaşamaya devam ediyorlar, anne- babanın maaşını almak için. Öte yandan erkek kardeşleri evinin kirasını, karısının ve çocuklarının masraflarını karşılayamıyor. İşsiz olabiliyor ya da çalışsa bile maaşı yetmeyebiliyor; fakat anne-babanın maaşından faydalanamıyor. Neden? Suçu ne? Erkek olmak mı? O da onların evladı değil mi? Hani eşitlik?
31-İşsiz aile reislerinin sayısı 1 milyon 649 bine yakınmış. İşsiz aile reislerinin yüzde 89'u erkeklerden, yüzde 10'u kadınlardan oluşuyormuş. Bir milyona yakın erkek işsiz, evine ekmek götüremezken, karısına ve çocuklarına bakmak, varsa eski karısına nafaka ödemek zorunda iken; babası, kocası ya da eski kocası tarafından masrafları üstlenilmiş pek çok kadın olduğunu biliyor musunuz ? 
Bu yapılanlara bakıldığında eşit fırsat falan görünmüyor, kanun yoluyla erkeklerden alıp kadınlara verme gibi bir durum yok mudur ? 
Madem ki eşit bir dünya isteniyor, o zaman gerçekten eşitlik sağlanması gerekmiyor mu ? 
32- Kadınlardan oy alamayız kaygısı ile değiştirilmiyorsa eğer bu yasalar ki son zamanlarda hep duyduğumuz bu, kusura bakmayın , bunu sürekli duyuyoruz,bu nedenle sormak zorundayız ?
boşanan ve yasalar tarafından mağdur edilen erkeklerin anneleri, kız kardeşleri, yeniden evlendi ise yeni eşleri kadın değil mi ??? 
İşsiz oğlu hapse girmesin diye nafaka borçlarını ödeyen anneler KADIN değil mi ? Torunlarını aylar, yıllar boyu göremeyen, gösterilmeyen ya da torunu görebilmek için çaresizlik içinde ,torununun mal gibi haczedilmesi için bunun parasını karşılayan babaanneler, anneanneler KADIN değil mi ? 
Nafaka yüzünden hapse giren işsiz oğluna her gün ağlayan, maddi imkanı olmayan, çaresizlik içinde olan analar KADIN değil mi ? 
Ekmeğini kazanmak için didinen ,çalışan ve süresiz yoksulluk nafakası almayan kadınlar KADIN değil mi ?
Ebeveylerinde soğutulmuş, yıllar boyu haciz memurları, polisler eşliğinde ebeveynini görmüş,ya da yıllar boyu görememiş çocuklar büyüdükleri zaman bu acı gerçekleri öğrenip hesap sormayacaklar mı ?
Eşit kusura rağmen , kısa süreli evli kalmış ,sağlıklı, genç çocuksuz kadına ömür boyu nafaka bağlayan yasaları yapanlar hiç düşünmezler mi bu Anaların Ah'ını aldıklarını ? O hayatı ipotek altına alınmış ,kabusa dönmüş gençlerin Anaları, kardeşleri olduğunu ?
SİZCE ADALET NEDİR? Bir cİnsiyet grubuna ait olmak , kayıtsız şartsız o grubu savunmak mıdır ? haklarda denge dağıtımı iyi yapılmamışsa bile olsa mutlaka o grubu mu savunmaktır? TARAF tutmak mıdır ? Ya da ait olduğum cinsiyet önceden çok ezildi ama şimdi hakkın fazlasını alsın ,olsun ama bu benim cinsim,karşı cins ölsün,sürünsün , gebersin ,müstehaklar mı demektir genelleme yaparak.
Yoksa , İnsan odaklı düşünerek hakların dengeli dağıtımını savunmak mı doğrudur ? 
İşte bütün sorun burada düğümleniyor.Bu düğümü çözmekte iş.İnsanca düşünmek.Ne kadın ,ne erkek,İnsanım demek bu kadar mı zor bu toplumda ?
Platform konumuz olduğu için cinsiyet örneğini vermek durumundayız .
Bir not düşüyoruz. Örnekler çoğalabilir cinsiyet kelimesi yerine bir çok şey koyarak,din,dil,ırk,mezhep vs gibi.
ÖNERİLERİMİZ!!!
Ne istiyoruz?
ADALET istiyoruz.TMK yasalarında eşitlik istiyoruz..Yasalarda İnsan ve Çocuk haklarına göre düzenleme istiyoruz.
Bu yasalardaki adaletsizliklerin toplumumuzda her geçen gün şiddet olaylarını arttırdığını düşünüyoruz..Boşanma sürecinde ve boşanmadan sonraki süreçlerde şiddet olaylarının sorgulanmasını istiyoruz..Biliyoruz ki,bir sorunu çözmek ,ancak onun nedenlerini irdelemek ,sorgulama ve çözmekle mümkündür.Aksi halde sorun çözülemediğid gibi bir başka sorunu doğurur ve sorunlar büyüyerek devam eder. sonuç ÇÖZÜMSÜZLÜK den öteye gidemez..
İkinci önemli konu ise, bu yasaları duyan bilen gençler ,ticaret şekline dönüştürülmüş evlilikten soğutmakta, korkmakta , boşanan insanlar ise hem eski eşe, hem varsa çocuğuna nafaka ödemekte, yani çift nafaka ödemekten , ikinci bir hayat kuramamakta, kursalar bile eşleri ve çocukları mağduriyet yaşamaktadır..
1- Süresiz nafaka hakkaniyet ilkelerine göre süreli olmalıdır ve bu süreye karar verilirken 
a-)evlilik süresinin göz önüne alınması b-)Çocuk olup olmadığına bakılması 
c-) kadının kaçıncı evliliği olduğuna bakılması d-)Kadının yaşı ve iş gücü,sağlığı,çalışabilirlik durumuna bakılması e-) Evlilik yüzünden gerçekten yoksulluğa düşüp düşmediğinin çok iyi tespiti f-)Nafakayı arttırmak için dava açtığında çalışmak için girişimi olup olmadığına,yaşına,iş gücüne ve sağlık durumuna bakılarak bu davayı açmasına şart konulması gerekliliğini düşünüyor, bir insanın, diğer insana ömür boyu katkı payı ödemeye mahkum edilmesinin İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı olduğunu savunuyoruz... 
Uluslararası akademisyenler grubu tarafından Eylül 2001’de CEFL (Avrupa Aile Hukuku Komisyonu) kurulmuştur. Bu kuruluş tamamı ile bağımsız bir kuruluştur.
Avrupa Birliği’nde Aile Hukuku’nu uyumlaştıracak en uygun “Avrupa Aile Hukuku Prensiplerini” yaratmaktır. CEFL’nin, Boşanma ve nafaka konusunda tavsiye niteliğindeki prensiplerini içinde Nafaka konusundaki görüşler de yer almıştır. Buna göre, boşanmanın mali sonuçlarında, evliliğin süresi, tarafların kusur durumu, eşlerin geliri ve mağduriyeti ölçütleri dikkate alınmalıdır. Mahkemenin belirleyeceği nafaka belirli bir zaman için sınırlandırılmalı, ancak istisnai olarak süresiz nafakaya hükmedilmelidir. kanunlarımızda yapılacak yeni düzenlemeler süresiz nafaka ödemeden kaynaklanan mağduriyetleri ortadan kaldıracak, tarafların özgürce,bir diğeri tarafından denetlenmeden hayata devam edebilme, yeni bir aile kurabilmelerine imkân verecektir. 
Küçülen dünya ve dolayısıyla normların birbirine uyumluluğunun da önem kazandığı günümüz şartlarında, kanun koyucularımızın bu prensiplere uygun hareket etmeleri gerekmektedir.
2- EŞİT KUSUR durumunda ,adı üstüne eşit kusurlu kişilerden herhangi birinin diğerine ömür boyu katkı payı ödemeye mecbur bırakılmasının insan hak ve özgürlüklerine aykırı olduğunu düşünüyoruz.
2- NAFAKA HAPSİ nin kaldırılmasını, işsiz bir insanı nafaka ödeyemediği için hapse atmak yerine farklı çözümler üretilmesini, iş imkanları gerekliliği olduğuna düşünüyoruz. Bu durumun kadına şiddet olaylarının başlıca nedenlerinden biri olduğunu düşünüyoruz.
3-Çocuğun ruh sağlığı ve bir insan olduğu düşünülerek, onu mal yerine koyan ÇOCUK HACZİNİN kaldırılması ve bunun yerine velayeti elinde bulunduran ebeveyn çocuğu göstermeyen ebeveyne ciddi yaptırımların uygulanmadığını görüyoruz.
4-ORTAK VELAYET ya da PAYLAŞIMLI EBEVEYNLİK modelinin incelenmesini bu modellerin uygulanması için gerekli çalışmaların başlatılmasını ve bunun yaşanan bir çok sorunu kendiliğinden çözeceğini düşünüyor , ebeveyn ile çocuğun yasalarca belirlenen kişisel ilişki sürelerin yetersizliğinin çocuğun ruh sağlığı ve gelişimine etkilerinin düşünelerek buna getirilen sınırın kalkmasını, çocuğun her iki insanın da ortak değeri olduğunun düşünülerek, her iki ebeveyn ile görüşmeye hakkı olduğunun çok iyi düşünülmesini, çocuk göstermememin İnsan ve çocuk hakkı ihlali olarak göz önüne alınmasını talep ediyoruz. Çocuğunu görmek eski eşin keyfiyetine kalmış babaların mağduriyetllerine bir an önce son verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
5- 6284 no'lu yasanın sözlü beyan yerine kanıta dayalı olarak yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz..Bu yasa yüzünden iftiraya maruz kalarak evinden uzaklaştırılan çok sayıda üyemiz mevcuttur.Hatta , bir telefon mesajı bile yeterli olmaktadır..
6- Çocuğa ya da çocuklara bağlanan İŞTİRAK NAFAKALARI nın, babanın gelir düzeyi ile orantılı olmasını,geliri düşükse ve babanın işsiz kaldığı süreçlerde çocuklara devlet yardımı yapılmasını..Babanın bu yüzden hapse atılmamasını ,bunun yerine babaya iş imkanları yaratılması gerekmektedir..
7- EYS yani Ebeveyne Yabancılaştırma Sendromunun çok ciddi bir psikolojik bir rahatsızlık olarak ülkemizde de kabul görmesini, bu durumdaki çocuklara acil psikolojik yardım gerektiğini düşünüyoruz.Bu çocukları ileride ne olacak ? Nasıl bireyler olacaklar? Bunların çok iyi düşünülmesi ve irdelenmesi gerektiğini düşünüyoruz.Bu konu toplumumuzun geleceği açısından çok çok önemsenmelidir..
8- Aynı şekilde yasal haksızlıklar yüzünden haketmedikleri halde cezalandırılmış insanların şu an içinde bulundukları HUS yani Haksızlığa Uğramışlık Sendromu ve AGS Adalalete Güvensizlik Sendromu nun toplumumuzda ciddi bir psiklojik rahatsızlık olarak kabul görmesi ve bu insanlara yardım edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
9- EVLİLİK YÜZÜNDEN YOKSULUĞA DÜŞME Konusu ise mahmelerde üstünkörü incelenmekte, üç, beş ay evli kalan çocuksu kadına bile yoksulluğa düştü diyerek süresiz nafaka bağlamaktadır ..örnekleri çoktur.? Ayrıca yoksulluk olgusu devletin programında olması gereken bir olgudur. 
Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “sosyal hukuk devleti” vatandaşlarına asgari geçim düzeyi sağlamayı kendisine görev bilen ve bu yüzden devletin sosyal ve ekonomik yaşama aktif müdahalesini meşru ve gerekli gören bir anlayışı ifade eder. Vatandaşların sosyal durumlarıyla ilgilenen sosyal hukuk devleti, insan onurunun korunmasını amaçlar ve bunun için sosyal adaleti ve refahı sağlamaya çalışır.Sosyal Devlet , sosyal adaletin, refahın ve güvenliğin gerçekleşmesini sağlayan devlettir.
Kültürümüzden kaynaklanan yardımsever eğilimlerinin, aile dayanışmasının, hayır kurumları ve vakıflar gibi geleneksel kurumların yoksullukla mücadele bağlamındaki faaliyetleri sık sık övgüyle anılmaktadır. Ancak, aynı zamanda toplumsal bir olgu olan ve Devletin aktif olarak mücadele etmesi gereken yoksulluğun sorumluluğunun, boşanan taraflardan birisinin üzerine ömür boyu yüklenmesi, kanımızca sosyal devlet ilkesine, hakkaniyete ve mantığa da uygun bir çözüm değildir.veanayasanın 2. Maddesine aykırıdır..Kanun önünde eşitlik : “Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7.5.2004–5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”
Bu yasalar , iki ucu açıktır dense de ,erkeği mağdur etmektedir.sosyal devlet ve sosyal yardımlaşma ilkesine uygun dense de biz buna inanmıyoruz ki süresiz yoksulluk adı altında bağlanan nafaka nedeniyle ,
Kadın eski eşinin gelir durumunu takip ederken, ömür boyu her yıl nafaka arttırma davası açma hakkı varken erkek ne yapar ?
Her ay banka hesabına para yatırdığı, yatırmadığı takdirde icralık olacağı,yine yatırmadığında 3 ay tazyik hapis cezası alacağı,hapiste yatsa dahi faizi, icra masrafları,avukat parası ile birlikte sürekli büyüyen borcu ödeyemediği takdirde tekrar hapis cezası almasına neden olan kadının , psikolojisi iyice bozulmuş şekilde özel hayatını takibe almaktadır.Bu yasagenç.sağlıklı hatta çocuksuz kadını çalışmadan nasıl yaşanır durumuna getirmekte, erkeği ise kadının haysiyetsiz hayat yaşadığını kanıtlamak için kadını takip eder durumuna getirmekte , her iki tarafın da ikinci hayat kurmasına izin vermezken ,her iki tarafı da son derece itibarsızlaştıran bir yasadır..

BOŞANMIŞ İNSANLAR VE AİLE PLATFORMU

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.