Tarih: 19.03.2025 14:10

Mehmet ERDİL

EY VİCDAN NEREDESİN!

 

Günün birinde Cumhurbaşkanlığı koltuğu elinden kayıp giderse başına neler

geleceğini hepimizden daha iyi bilir! Dedi.

 

Bu nasıl bir cümle!

Bu nasıl bir kindarlık !

Bu nasıl korkusuzluk!

Bu nasıl bir üslup!

 

14 Mart tarihli "En iyi savunma hücumdur" başlıklı Makalesinde aynen böyle yazıyordu!

 

Dün de, "Sarayın dört dörtlük iftarları" nı yazmış, içeriğinde ne yazdığı malumlarınız üzerine başlıktan da zaten belli oluyor!

 

Adam gençliğinden beri din ve dindarlarla yatıp kalkıyor, Reis çalışkanmış dünya lideriymiş, savunmada çağ atlatmış!

 

Bunların hiç birini görmüyor! Göremiyor!

 

İçim daraldı!

Vicdanım acı acı sızladı!

Alt üst oldum!

Düşüncelerim sükut etti!

Bir boşluğa düştüm!

 

Daha devam etmedim!

Burada kestim!

Düşünmeye başladım!

 

Yılların muhalif Dinazor yazarını, zaten yıllarca okumuyordum!

Yunan gazetesi Ethnos hakkımızda bunun kadar muarızane yazamazdı!

Eleştiri olsa anlardım, hatta çoğu yerde ona katılırdım, ama adamın kaleminden düpedüz kirli bilgi akıyor!

 

Bir bakayım her halde zaman içinde bazı değişimler yaşamış olabilir! desem de hayal kırıklığı yaşadım!

 

Adam çölleri aşmış ama marjinalliği aşamamış olarak yazı hayatına devam ediyordu.

 

Daha beter olmuş!

 

Halbuki;

 

Cumhuriyetin başından itibaren 80 yıl içerisinde ülkede yapılan kalem kalem hizmetlerin, en az on katını Adam kendi 22 yıllık iktidar döneminde yapmıştı!

 

Ve dünya, onun liderliğini kabul etmişti!

Buna rağmen şunun söylediği çirkin sözü hangi insaf ve vicdan sahibi kabul edebilirdi!

 

Yani, Darağacı kurulup asılsa adam mutlu olacaktı!

Böyle bir coşku ile köşe yazan bir faşist ruh nasıl sosyal demokrat olabiliyordu!

 

Tamda bundan iki gün önce medyadan okuduğum bir olayı hatırladım!

Sayın Cumhurbaşkanımızın genç ve dinç korumalarından biri çekinerek ve üzülerek birine görevinden affını isteyeceğini artık dayanamadığını sebebini söyleyerek anlatıyordu!

 

Yahu adamın 2 veya 3 saatten fazla uyuduğu yok! Bu nasıl bir beden,

bu nasıl bir koşturma, bu nasıl bir tempo, buna nasıl dayanıyor, her gün görüşmeler kabuller, gecenin bir yarısı görüntülü aramalar, aynı günde iki ülke, yani ekip ve bakanları da öyle, yani hiç durulukları yok, daha pek çok şeyler anlatmıştı!

 

Şimdi;

 

Şu vatan ve millet aşkına bakın!

 

Bir de köşesinde onun için şu yazılana bakın!

 

Ey vicdan! Bizim muhalifleri neden terkettin!


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.